15 Kasım 2014 Cumartesi

Kitaplar ve Çocuklarım

Okumayı çok seven bir anne olarak, çocuklarımında benimle aynı zevki ve fikri paylaşmasını istediğimden onları daha küçükken kitapla tanıştırmaya karar vermiştim. 

Kızım Damla'ya aldığım ilk kitap Mavi Gökler Kızarmış Patatesler olmuştu. Damla sevmişti kitabını ve bazen kitaplardan konuştuğumuzda ilk kitabının onda bıraktığı izden söz eder durur. O an yüzünde güzel bir tebessüm oluşur. Bende hemen böbürlenirim tercih ettiğim kitabı severek okumasından. Sonrasında pek fazla kitap okuma alışkanlığı edinmemişti ve ne zaman Alacakaranlık serisi çıktı, kitap tutkusu o anda onu yakaladı ver düzenli kitap okumaya başladı. 

Alacakaranlık serisine teşekkürler:)))

Şimdilerde tercih ettiğimiz kitaplar genelde aynı oluyor, ya ilk önce o okuyor "Çok heyecanlı bak hemen okumalısın." yada ben "Bak Damla çok duygusal, hemen başla" diyorum. Gerçi bu günlerde onun vizelerinin yaklaşmasından, benimde AÖF sınavlarımın olmasından kitap okumaya geçici olarak ara verdik. Bazen kitap okumadığımız da kendimizi boşlukta gibi hissediyoruz. Acaba bu duygu diğer okuyucularında başına geliyor mudur?

Sıra Berke'ye geldiğinde;

Ona aldığım ilk kitap konuşmayı güçlendirmesi için kavramlar ve şekillerden oluşan resimli eğitici bir kitaptı. Sonrasında Meraklı Minik dergisi ve Tübitak Yayınları'ndan çıkan eğitici dergilerle devam ettik. 

Artık farlı şeyler bulmak zorundaydım, çünkü Berke çabuk sıkılıyordu. 

Alışveriş yapmak için gittiğim markette  Birleşik Yayın Grubun'dan çıkan mini mini fabllar vardı. On adetten oluşan fablların hepsini aldım o akşam. 

Her akşam eve girerken Berke beni kapıda karşılar, sarılır, öper ve elimde poşet varsa içindekileri merak eder, sorar duru ne aldın diye. 

Ben eve giderken o akşam Berke'ye bir şey aldıysam onu heyecanlandırmak için "Kapa gözlerini" derim ve o gözlerini kapadığında arkamda sakladıklarımı çıkarır "Hadi aç bakalım gözlerini" dedikten sonra ağzındaki tüm dişler gözükür o anda ve çığlık atılır:)))) Sevinç çığlıkları.

Berke'nin hem gelişimine hemde hayal dünyasına biraz katkıda bulunmak istediğimden, ona aldığım kitap serisi mini fablları çok sevdi. Favori fablarımız Küçük Tıptıp ile Sarı Vosvos Dütdüt oldu. Şu an kaçıncı okuyuşum bilmiyorum. Benim dışında babası ve ablasıda okuyor. Kimi bulursa o an sıkıştırtıyor köşeye, Küçük Tıptıp'ı okuyun diyor.

Evden beraber dışarı çıktığımızda, kırmızı sırt çantasının içine kitapçıklarından bir kaç tane koyuyor ve artık biz neredeysek okumaya devam ediyoruz. Geçen gün metrobüste okumaya başladığımda yanımda oturan teyzede bize eşlik etmişti. Küçük Tıptıp'ı meşur ettik.

Kitap okumanın bize yarayan bir faydası da akşam yatarken itiraz etmemek oldu. "Hadi hikayemizi okuyup, uyuyalım" dediğimde hemen yatağa giriliyor ve seçtiği hikayeyi bana uzatıyor ve okumaya başlıyoruz. Ben okurken Berke'de gördüğü resimleri bana anlatıyor ve hikayelerin konusuna uygun yorumlar yapıyor.  "Anne bak. Tıptıp'ın annesi hasta. Ateşi çıkmış. Doktor gelip başına bakıcak şurup içecek. Kar yağmış. Tıptıp kulaklarına şapka takmış. Üşümesin"

Hikayelerimiz bittikten sonra öpüşüp koklaşıp uyuyoruz hemen. Bu durumdan son derece memnunum. Artık akşamları Berke'yi uyutmak için eziyet çekmiyorum.

Minik fablların dışında almış olduğum bir kaç tane daha hikaye kitapları var. Çirkin Ördek Yavrusu, Kurşun Asker, Sinbad, Heide ve yirmi adat içinde hikayeler olan Çocuk Masalları.

Yenilerinide sipariş ettim yoldalar:)))) 

Ben küçük yaşta çocukların okuma alışkanlığı edinilebilmesi için ne yapmak gerekirse yapılmasını, yılmadan ve sabırla devam edilmesini diliyorum. 

Çok faydası oluyor emin olabilirsiniz. En güzeli beraber hoş vakit geçiriyorsunuz.


Okumaktan kaçınmayalım.

Okumak hayattır. 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder