27 Ocak 2015 Salı

Minik Şef Berke




Yarı yıl tatili başlamış oldu. Benim oğlumda sembolik karnesini aldı. 

Yarıyıl tatillinde neler yaparız, Berke ile nasıl güzel vakit geçiririz düşüncesiyle başladım internette araştırma yapmaya. 




Tamda istediğim gibi bir etkinlik buldum. Yemek yapmak ve mutfak gereçleri meraklısı oğlum için, pizza yapımı. Hemen rezervasyonumu yaptırdım ve o akşam gideceğimiz yeri Berke'ye ballandırarak anlattım. Berke acayip heyecanlanmıştı. Bakalım nasıl geçecekti?





Pazar günü Kanyon Makro Center Mutfak Atölyesindeydik. Oğlumla beraber toplam sekiz çocuk pizza ve limonata yapmak için hazırdı. Önlüklerimiz giydirildi, şapkalarımız takıldı, pizza hamurlarımız hazırlandı ve minik şefler pizza yapmaya hazırdı. 




 

Şefimiz çocuklara kendisini tanıttıktan ve çocukların ismini öğrendikten sonra, pizzaların nasıl yapılacağı ile bilgileri verdikten sonra her bir çocukla tek tek ilgilenip pizza yapmasına yardımcı oldu. Hamurlar şekillendi, sos, sucuk, sosisler konuldu, yüzlerde oluşan kocaman gülümsemelerle birlikte pizzalar pişirilmek üzere fırına atıldı. 





Mutfakta mis gibi pizza kokusu.

Pizzalarımız pişerken, narlı taze zencefilli mis gibi bir limonata da hazırlandı çocuklar tarafından. 

Şİmdi yeme zamanı.

Hep ben oğluma yemek yapıyorum bu sefer o bana yaptı. Mis gibi kokan oğlumun pizzasını beraber bir güzel götürdük. Limonatamızıda içtik. Çok çok çok eğlendik. Berkem çok mutlu oldu. Yüzünden gülücük hiç eksik olmadı. 

 
Emeği geçen herkese teşekkür ettik. Şefimizin elini sıktık ve oğlum şefimizden kocaman bir öpücük alarak mutfak atölyesinden ayrıldık. 

Pizzamızın ve limonatımızın tarifini ve katılım sertifakımızıda çantamıza koyarak çıkış yoluna tuttuk.

Önlüğümüz ve şapkamızda bize hediye edildi.

Harika bir gündü.

Berke'nin mutluluğu benim için çok önemli. Onunla güzel vakit geçirmek için, bir anne olarak elimden geleni yapıyorum. Bu gibi etkinliklerin onun gelişimi açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum ve faydasını görmüyor değilim. 

Kocaman öpücüğümüde aldım, seni seviyorum anneciğim diyerek:)))

İki gündür evde ablasına nasıl pizza yaptığını anlatıyor ve büyüyünce ahçı olacağını söylüyor.

Ne güzel. Konuşmaları, anlattıkları beni sevindiriyor ve güldürüyor. 

Şimdide pasta yapmak istiyormuşuz. Pasta süsleyecekmişiz.  Yine iş başına dedim kendime. Pasta yapmak için yer bulmalıyız. Başladım araştırmaya.

Berke ve benim maceralarım bitmez. 

Bir sonraki etkinliğimizde görüşmek üzere. 


24 Ocak 2015 Cumartesi

Küçük Prens, Berke, Ben Ve Instagram


İnstagram takipleşmek ve paylaşmak adına yapılmış bence süper bir uygulama. 
 
Bende sürekli kullananlardanım. 

Paylaşabileceğim her anın güzellikleri fotoğraflayıp instagrama yüklerim. Benim gördüklerimi başka gözlerde görsün isterim.

Kim olduklarını bilmediğim dünyanın farklı yerlerinden paylaşmış fotoğraflara bakmak çok keyif verici benim için.


Okuduğum kitapları sürekli paylaşıyorum. Paylaşıyorum ki, okuma oranımız yükselsin daha çok bilgilenelim. Kitap sevgisini tadalım. Başka kitaplar hakkında bilgi edinelim.

Instagram sayesinde kitap  sevdalısı bir kaç kişi ile tanıştım ve sürekli takip halindeyim.

Ne çok kitap seven varmış benim gibi.Gördüklerim karşısında çok mutlu oluyorum.

Artık okumak isteyebileciğim kitaplarımı instagramda takip ettiiğim kişilerden seçer oldum.

Kırmız Pazartesi'yi ve Piruze'yi instagramda görüp ukudum. Ve çok çok beğendim.

Son günlerde aldığım bir çok kitabı gören arkadaşım bana "Ayaklı kütüphane oldun sen." demeye başladı.

İki gün önce oğluma aldığım Küçük Prens romanının fotoğrafını da paylaştığımda. fotoğrafım hem bir sayfada yarışmaya katıldı, hemde başka bir sayfada beğeniye sunuldu.

Güzel hissettirdi beni o anda kendimi. 

Birilerine ilham vermek, örnek gösterilmek çok güzel:)))

Küçük Prens'i henüz okumaya başlamadık Berke'yle ama ilk sırada okunmasını bekliyor.

Küçük Prens'in maceraları hem büyüklere, hem küçüklere göre sanki. Çocukluğumuzun kitabı. 

Roman Şu an Can Yayınları'dan çok satanlarda ve sürekli mağazalarda yok satıyor. Türkçe çeviri Cemal Süreya ve Tomris Uyar olunca tadında da yenmez şekilde satışta. 

Ben mağazalarda bulamadığımdan dolayı kitapyurdu'ndan sipariş ettim ve bir kaç gün gelmesini bekledim.

Hadi, Küçük Prens'in küçüklüğünde ve maceralarında kaybolalım:)))


Hoşça git,” dedi tilki. “Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.” Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: “Gerçeğin mayası gözle görülmez.”

10 Ocak 2015 Cumartesi

Yaşasın Benimde Artık Bir Dövmem Var:=)))

Uzun zamandır yapmak isteyip bazen cesaret edemeyip, bazen günah deyip vazgeçip, bazen nereye yaptırmak istediğimle ilgili kararsız kaldıktan sonra  bazen de annem ve etrafındakilere ne diye düşünür diye düşünmekten sıyrıldım ve sonunda dövmemi yaptırdım.

2014 yılının son günü 31 Aralık'ta eşim bana sürpriz yaptı ve yeni yıl hediyesi olarak arkadaşı bizim evimizde hem eşime, hemde bana dövme yaptı.

Yaşasın!!!!! Çok güzel oldu.

Dövmemi boynuma yaptırmak, ayın hilal halinin görüntüsünün içine çocuklarımın adını yazdırmak istiyordum fakat fikrimi değiştirdim.

Instagram'da takip ettiğim #dovmesanati'nda gördüğüm modeli yaptırmak ve bileğimde daha güzel olacağını düşünerek, beliğimde yaptırmaya karar kıldım.

Dövme yaptırmak acıtıyormuş ama dayanmayacak kadar değil. Eğer benim gibi acıya dayanıklıysanız kolay atlatıyorsunuz. Yaklaşık yarım saat sonra bileğim kızarmış ve dövmem tamamlanmış oldu.

Artık benimle ölüme kadar gidecek olan bir model bileğimde benimle yaşamaya başladı.

Garip hissettim kendimi o akşam ve dövmenin sürekli bileğimde nasıl durduğunu düşündüm, durdum. Bir ara sevmedim ben bunu dedim içimden kendime.

Şimdi on gün gibi bir zaman geçti, kızarıklık ve kabartı geçti, kabuk tuttu ve derimin içine iyice işlenmiş oldu.

Bence çok da güzel oldu.

Dövme yaptırmak bir hastalık gibiymiş, bir yaptırdıktan sonra yeniden başka bir yere yaptırmak istiyormuşun. İkinci bir dövme yaptırabilirim belki ayak bileğime bir kaç pati modeli.

Yaptırmak isteyen varsa, içinde kalmasın hevesi. Yaptırsın biran önce.

2 Ocak 2015 Cuma

Havuçlu Keksiz Mutfağın Tadı Olmaz


2015'in ilk tatil günü. Evdeyiz ve dinleniyoruz. Canım sıkıldı ve bir şeyler pişirmek istedim. Ne yapayım diye düşünürken zencefilli kurabiye veya havuçlu kek geçti aklımdan. İkisi arasında tercih yapmayı düşünürken havuçlu kekte karar kıldım nihayet. 

Hadi kalkalım kek yapalım dedim Berke'ye.

Yumurta çırpacak ya, hemen koştu mutfağa. Taburesini yerleştirdi, çırpıcıyı eline aldı. Başladı hem anlatıp hemde çırpmaya.

Oğlumla yine mutfaktayız.

Berke ile mutfakta olmak keyifli olduğu kadar bir o kadarda eziyet verici. Her malzemeyi hemen koymak istiyor, sürekli itiraz ediyor, kızıyor. Bazen delirmemek için büyük bir çaba sarf ediyorum. Bir annenin sabır gösterdiği en büyük şey çocuklarına gösterdiği sabır aslında. 

Hadi şimdi tarife geçelim:))))

Malzemeler : 
  • 3 Yumurta
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı süt 
  • 1 su bardağından biraz az sıvı yağ
  • 1 su bardağı rendelenmiş havuç 
  • 1 su bardağı ceviz
  • 3 su bardağı un 
  • Birer adet vanilya ve kabartma tozu 
  • 1 çay kaşığından biraz az tarçın (Orijinal tarifte tarçın yoktu. Ben cevize çok yakıştığını düşündüğüm için ekledim. Siz ekleyemeyebilirsiniz)
Yapılışı: Şeker ile yumurtaları iyice çırptıktan sonra sırasıyla sütü, sıvı yağı ekleyerek karıştırıyorsunuz. Elekten geçirdiğiniz üç bardak un, vanilya ve kabartma tozunu ilave ediyorsunuz. Kek harcı hazır olduğunda havuç ceviz ve tarçınıda ekledikten sonra yağlanmış kek kalıba döküyorsunuz. Önceden ısıtılmış 160 derecelik fırında ortalama 35 40 dakika pişiriyorsunuz. Piştiğini anlamanın en kolay yolu olan kurdan batırma tekniğini kullanabilrsiniz 

Ben genelde keklerim kalıptan rahat çıkması için servis tabağına ters çevirip, kalıbın üstüne ıslak bez  bırakıyorum. 

Böylece daha kolay kalıptan ayrılıyorlar. 

Pişen kekten yayılan mis gibi tarçın kokusu mutfağımdan dağılmadan, kahvemide yapıp bir güzel yedim kekimi. Neli kek olursa olsun dayanamayan eşimde çok beğenerek yedi havuçlu kekimi. Kek servislerini oğluma yaptırdım. Babasına tabak götürürken "Bak ben yaptım" dedi gurula ve gülerek. Babasından da hemen yanağına kocaman bir öpücük aldı teşekkür ile birlikte. 

Oğlumla bir şeyler hazırlamak ve yemek beni çok mutlu ediyor.


Havuçlu Keksiz Mutfağın Tadı Olmaz.

Afiyet olsun:)))