9 Eylül 2020 Çarşamba

Zor Olsa Da Hayat Devam Ediyor





Merhabalar 

Hayat gerçekten zor. Ama zor olsa da kitapta da denildiği gibi devam ediyor. 

Bazen çok zor, bazen çok acılı. 

Kişisel gelişim kitaplarına bazen çok sıcak bakmam. Bazen senin bakış açın bu ama ben buna uymak istemiyorum diyebilirim. 

Kendi hatamı veya doğrumu tecrübe ederek aşmak, bulmak benim görüşüm.

Rövşen Bey'in olaylara yaklaşım tarzını ve yazım delini sevdim. Bolca da hayattan kesitlere yer vermesi beni ayrıca daha da çok sevindir. Altını çizeceğim çok da alıntı verdi bana. 

Benden de size bir kaç alıntı:



“Başarılı insanlar her şeyde iyi yönleri bulmaya çalışır. Onlar her durumda her zaman olumlu yönleri görürler. Karşılaştıkları başarısızlıklarının ve problemlerin büyüklüğüne rağmen yine de başlarına gelenlerde ders çıkarır zira onlar her başarısızlığın kendilerini büyük başarıya yaklaştıran kusursuz planın bir parçası olduğuna inanırlar.”

“Haklı olduğun halde herkes seni haksız olmakla itham ediyor diye haksız olmazsın. Haksız olduğun halde herkesin senin haklı olduğunu iddia etmesiyle haklı olmazsın. Çünkü gerçek biriciktir. “

“Hayatta sürünenlerden olmamak için mutlaka pozitif bakış açısına sahip olmalısınız. Bunu için her şeyin en güzel tarafını ve sizin için faydalı olabilecek en üstün amaçları arayıp bulun! İyimser ile kötümserin arasındaki fark buradadır. “

1 Eylül 2020 Salı

Benim Adım Alexi Kitap Yorumu






"Cehalet ve bencillik insanın en büyük düşmanıdır kızım bunu unutma."


Son zamanlarda heyecanla okuduğum çok güzel bir kitap oldu Benim Adım Alexi

Kitap bana geçen sene kübra ile Selcan’ın doğum günü hediyesiydi. Şimdi kitabı okuduktan sonra neden ben bu kitabı okumak için bir sene bekledim diyorum. Bunca işimin arasında 3 gün gibi bir sürede işimi bitirim hemen kitabın başına geçtim.

Hanzade Ela Yunanistan’da babaannesi yanında kaldığı zamanlarda en yakın kız arkadaşları ile bir kutu bulurlar ve o kutudaki esrarengiz cümleyi kurarak ruh çağırırlar. Ruh çağırma seansı, çıkan rüzgar ve yağmur sonrası çok korkarak evlerine giderler ama bu olay sonrası en yakın arkadaşının kötü bir şkilde ölümüne şahit olur.

Bu acı Ela’yı çok derinden etkiler ve uzun yıllar boyunca uykusunda kabus görmeye başlar. Bu kabusların bazılarında Ela kendini ölümle burun buruna geldiğini görür. Kabuslara ve geçmişi temizlemek ve her şeyle yüzleşme zamanı geldiğini anladığında İstanbul’da Yunanistan’a bir yolculuk başlar.

Roman bana ilk başlarda ruhlar alemi ile ilgili bir kitap olacağını izlemini çok verdiyse de ben daha farklı bir sonu okuyacağımızı hissettim. Bazı sayfalarda ürperdim, merak ettim ve hep bir sonraki sayfayı okumak istedim. Okudukça da harika bir akıcılık, güzel harmanlanmış bir kurgu ve sağ gösterip sol vuran bir yazar ile karşılaştım.

Çok da memnun oldum.

Sayfalar aktıkça Romanın adını taşıyan karakter Alexi ile tanıştım. Alex’in yıllar önce Kahraman’la yazıştığı aşk mektuplarını bulan Ela geçmişin derinliklerine saklanmış sırları öğrendiğinde kiatp başka bir boyuta geçiyor.

Romanı çok ama çok beğendim. Daha çok okura ulaşması gerektiğine inanıyorum. Yazarın kalemi, yazım dili, olayların birbiri ile bağlanması çok ama çok güzeldi.

Bahsedilecek çok şey olmasına rağmen, fazla yorumdan kaçınıyorum. Diğer yan karakterleri ve Ela’nın hikayesini merak edenler, yazarı tanımak isteyenler lütfen okuyun.

@muptelayayinlari kitabın reklamını daha çok yapmanızı rica ederim.



"Anılar gözümün önünde sağa sola uçuşup dururken gözyaşlarımı içime akıtmaya çalışıyordum hep yaptığım gibi. Hiçbir çocuk bunu yaşamamalıydı, bunlar hiç olmamalıydı, ama kaderinde ne varsa onu yaşıyordun ne eksik ne fazla. Sana kalan ise bu yaşadıklarınla ne yapacağın, nasıl baş edeceğindi."


Hoş Geldin Leo

G



Merhabalar

Size ailemizin yen üyesi Leo ile tanıştırmak isterim. 

Çok uzun zamandır bir kedi sahiplenmeyi istiyorduk. Özellikle oğlum Berke, kedi hastası bir çocuk. 

Sokakta bulunan tüm kedileri sevip onlara isim takardı ve biz aynı yerlerden geçerken onları ziyaret ederdik. 

Aslında yine aynıyız. 3 haftadır Leo bizimle ama biz yine Berke ile dışarı çıktığımızda sokak kedilerini sevip öyle içeri giriyoruz. 

Kedimin cinsi Scottish cinsi. Ev ortamına alışık ve sakin bir cinsler. Bizimki şimdi yavru olduğu için arada bir koşup oynuyor ama genelde de uyuyor. 



Acayip bir şey. Sevgi dolu. Kendini sevdirmek istediği zaman mırlıyor ve patileri ile seni oyuna davet ediyor. 

En sevdiği yerler mutfak masası ve mutfak tezgahı. Kızıyorum anlıyor ama yine de merakına yenik düşüp çıkmaya kalkıyor. Şu an alıştırma evresindeyiz. 

Şu an evimizin en ufağı, en haylazı, en neşelisi. 


Hayvan sevgisi başka bir şey. Nasıl zülm edip hayvanlara kötü davranıyorlar aklım hiç almıyor. Bu dünyada herkesin yaşam hakkı var. Hele onlar Allah'ın dilsiz kulları. Biz onlardan üstün değiliz ve onlara kötü davranamayız. 

Şu kötü olan insanlarda bunun bir farkına varsalar.

İşte bizim Leo'muz:)  

ÇOK TATLI DEĞİL Mİ?