28 Ocak 2020 Salı

Bona Dea Kitap Yorumu


Aşırı koşturmadan roman okumayı ve yorumlamayı oldukça özlemişim. 2020’nin ilk kitap yorumum; #bonadea ile merhaba

Bona Dea için fantastik, romantik bir roman diyebilirim. Romanın ilk çeyreğinde romanın bütünlüğünü ele alan açıklamalar, tanımlamalar ve detaylar var. İlk sayfaları dikkatli okuduğunuzda olaylar örgüsü çok güzel devam ediyor ve sonuca çok güzel bağlanıyor.

Yazar her bir olayı ve karakteri güzel anlattığını düşünüyorum. Başlarda çok koşturmalı geçmiyor ta ki Lissya’ya kadar.

Romanda, vampir ırkı, insanlar, periler, cadılar var ve fantastik bir dünya anlatımı söz konusu. Tabiat anaya uyulması gereken kuralların olduğu bir dünyada olaylar biraz karışıyor.

Cadı olduğunu bilmeyen Lissya, annesinden ona kalan kitaptaki dizeleri mırıldanırken, bir yerlerde onu gelmesini bekleyen ruhu Lucas’a seslenir.

Birbirlerinin ruh eşleri olan Lissya ile Lucas birbirlerine çekilmeye başlarlar.

İşte romanın en hoş sayfaları böylelikle başlar. Gecenin kızının yazgısı ile yüzleşmeye başlarken Ruhun oğlu Lucas uzun yıllar sonra ruhuna kavuşur.

Üstün güçleri, insanlara olan saygınlığı olan vampir Lucas romanın en güzel karakterlerinden biri ve benimde gönlümde taht kordu. Her vampir kan emici ve kötü değildir demeyi öğretti. Adrian diğer sevdiğim başka bir karakter oldu. Acılı hikâyesi çok güzeldi. Eşine duyduğu sevgi ise sonsuzdu. Lucas’ın annesinin toparlayıcı rollerde bulunması, Lissya’nın bıcır bıcır kız arkadaşı romana ayrı bir renk kattı.

Daha anlatamadığım diğer kahramanlar romanda yerli yerinde çok güzel renk oluşturdu. Ben ne kadar fantastik dünyada vampir ırklarını pek sevmesem de Bonade’da Lucas ve güzel ailesini oldukça beğendim ve sevdim diyebilirim. Romanın kalın oluşu sizleri korkutmasın.

Ben korktum ama başladıkça hızla okunuyor. Akıcılığı, merak uyandırıcı sayfaları ve karakterleri merak edenler romanı edinmeli ve bir güzel okumalısınız.