26 Ağustos 2014 Salı

Yeni Başlangıçlara...

Bugün yeni bir başlangıç yaptık. 

Oğlum Berke anaokuluna kaydoldu. O artık okullu:))) 

48. ayını dolduran her çocuk devlete ait anaokularına kaydolabiliyor. Hemde cüzi bir miktara. Herkes gönderebilir. Çocuklar evde tv başında kalacaklarına yarım günlük eğitimlerle farklı şeyler öğrenebilirler. İhmal edilmemeli. Gönlüm oğlumu benim götürüp getirmemden yana ama çalıştığımdan dolayı bu görev babaannesine yüklenmiş olacak. 

Sancılı geçen sınav ve tercih döneminden sonra kızım Damla üniversiteye yerleşti. O da artık bir üniversiteli. 

Bense heyecanlı. İki çocuğunun geleceğine düşünen yorgun ve endişeli bir anne. Her anne gibi evlatları için en iyisini istemekte. Bende sürekli iyi bir gelecek ve kariyer derdindeyim ve her kız evladının okuması gerektiğine inanlardanım. Bir kadının kendi ayaklarının üstünde sağlam durabilmesi için kendi parasını kazanması gerektiğini düşünüyorum. Kendine güveni olmalı. Helede bizim gibi bir ülkede yaşıyorsa.   

Ülkemizde maalesef devlet üniversitesi çok az ve puanları çok yüksek. Özel üniversiteler olmasa bir çok öğrenci açıkta kılacak ve hayal kırıklığı yaşayacak. Ülkenin daha çok eğitime destek vermesi ve yatırım yapması gerekmekte. Bu durumu öğrenciniz olduğunda daha iyi anlıyorsunuz. Okuma sürecinde çok emek veriyorsunuz ve bunun karşılığında çocuğunuzun iyi bir üniversitede, iyi bir bölümde okumasını istiyorsunuz. Çok zaman bu gerçekleşmiyor. 

Daha çok okuyan bir nesle ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Okumayan kalmasa keşke. 

Bizde özel üniversite ve burslu tercih edenlerden olduk. Şu an itibariyle-de iyi olduğunu düşünüyorum. 

Bundan sonra zaman farklı akacak. Başka nelerle karşılaşacağız bilmiyoruz tabi. Hep iyisi olsun istiyoruz ama karşımıza zorluklarda çıkabiliyor. Allah bize göğüsleyeceğimiz zorluklar çıkarsın derim ben hep. Fazla yük vermesin. 

Üstümden büyük bir yük kalktı diyebilirim. Son zamanlarda bu kayıt işlemleri kafamı kurcalıyordu. 

Bu sene yazdan hiç bir şey anlamadım diyebilirim. Sanki bana göre sürekli bir koşuşturma halinde geçti. Sınavlar, ramazan ayı, bayram, işlerin yoğunluğu derken yıllık izne bile çıkamadım. Kendimi aşırı dolu ve yorgun hissediyorum. Eylül ayı gelsin diye beklemeye başladım. Bir kaç gün doğa ile baş-başa kalıp izin yapmak, biraz temiz hava almak gerekiyor bana. Yoksa beynim iflas edecekmiş gibi. 

Bir tek benim kayıt işlemim kaldı. Mezun olalı yirmi sene olmuşken bende bu sene açıköğretime yazıldım. yeniden okumaya karar verdim. Kızımla aynı yıl üniversiteli oluyorum:))) 

Artık aynı senede mezun oluruz:)))

14 Ağustos 2014 Perşembe

Mutlu Yıllar Bana

Yılın en güzel ayı bence AĞUSTOS.

Benim ağustos ayında doğmuş olmam değil tabikide:)))

Yazın en sıcak, meyve ve sebzenin tadına varıldığı, kokularının alındığı ay bence. 

Yaz çocuğuyum. Diğer kız kardeşlerimle birlikte. 

14 Ağustos benim günüm. 

Hep bir şeyler hakkında yazıyorum. Şimdide kendim için yazayım dedim. 

Ben... 

Anne babasının ikinci çocuğu ve ilk kız çocukları, Damla ile Berke'nin annesi, Eyüp'ün on dokuz yıllık eşi Elmas.

Kardeşlerini çok seven, ailesine aşırı düşkün, insanları önemseyen ve sevmekten hiç vazgeçmeyen, aslan burcunun tüm özelliklerine hakim, çalışmaktan yılmayan, herkesi olduğu gibi kabul eden, olumsuz ne varsa savaşmaya hazır, çabuk sinirlenip anında sönen, karadenizin azgın dalgaları gibi hırçın, bazen garip, her an ağlamaya hazır, aşırı duygusal, hayatın kendisine bir armağan olduğunu düşünen, hırslı (ama iyisinden) bir insan işte.

Mübalağa mı yapıyorum kendim için bugün. Sanmıyorum. Mübalağadan hep kaçınırım genelde. Bugün beni mazur görün.

Bugün doğum günüm. Biraz şımarmayı hak ediyor olabilir miyim?

Sevdiğim bir arkadaşım bana, isminin sana verdiği bir anlam var demişti. Sana bu ismi boşuna koymamışlar. Sen elmas gibi ışıldamalı ve parlaklığını etrafa saçmalısın. 

O bana bunu söyleyene kadar hiç böyle düşünmemiştim. Bir çok insan gibi bende ismimi sevmiyordum ta ki o söylenen cümleye kadar. Bazı insanlar evet isminin verdiği anlamı taşırlar. Bende taşıdığıma inanıyorum.

Bugün farklı bir gün, beni ben yapan özelliklerimle bugün 37. yaşıma giriyorum artık. Yaşlanıyorum ama olsun. Her geçen gün yaşanan her bir anı hayatımıza bir anlam katıyor ve bizi de dahada olgunlaştırıyor. Ben gittikçe olgunlaşmaya başladım. 

Zaman akıp geçsin. Birilerimiz yaşlanırken, birilerimiz de gençleşiyor. Ben ömrümden eksilen her bir günde yakalayabileceğim ne varsa yakalamaya çalışarak, tattığım acılar veya üzüntüleri, veya mutluluk her ne varsa bütünleşeceğim. 

Hayat bir amaç ve "Hiç bir şey amaçsız değil"

Doğum günüm kutlu olsun. Benim gibi bugün doğan diğer herkesinde. 

8 Ağustos 2014 Cuma

Urban Saç Ürünleri

Bu sefer farklı bir şeyden bahsetmek istiyorum. Kullanmış olduğum saç kremlerinden aldığım sonucu paylaşmak istiyorum sizinle

Saçlarımı genelde kendim boyuyorum. Son zamanlarda rengi ile değişiklik yapmak istediğimde kuaförümün yolunu tuttum. Saçlarım boyanırken kuaförüm bana saçlarımın çok yıprandığından bahsedip durdu. İlk kez gittiğim bir kuaför olsa söylediklerine inanmayacağım ama yıllardır tercih ettiğim bir yer olduğu için bana söylediği her şeyi kale alarak dinledim. 

Canım sıkılmıştı ve bir şeyler yapmam, saçlarımı canlandırmam gerekir düşüncesiyle bir kaç ürün aramaya başladım. 

İş yerinde arkadaşımla konuşurken, saçlarımın yıprandığından bahsettim ve o da bana kendisinin  kullandığı Urban saç serumunu söyledi. Bir yıldır denediğini ve çok iyi bir sonuç aldığını söyledi. Hatta saçlarında oluşan yanıkların düzeldiğinden, parlaklığının geri geldiğini anlattı. 
Bu kadar övgüye dayanamayıp bende istediğimi söyledim. Babasının erkek kuaförü olduğunu, ürün satıcısından isteyeceğini söyledi. 

Bir hafta sonra ürünü kullanmaya başladım. 

Dalgalı  ile kıvırcık arası bir saç şeklim var ve mutlaka saçımı yatıştırmak için bir şeyler sürmem gerekiyor. Ürünü kullanmaya başladıktan sonra, saçımda uluşan lastikleşme ve elektriklenme azaldı. Hiç bir yan ürün kullanmadan bile, doğal hali ile kullanacağım saçlarım geri geldi. Sonuçtan çok memnunum. Hatta geçen gün kız kardeşim bana "Abla senin saçların bu kadar kıvırcık mıydı"  diye soru bile sordu. Onun bile dikkatini çekmiş. 

Ben markası belli olmayan bir ürün tercih ettiğimi sanıyordum. Ürün watsons mağazalarında mevcut. Ben saç kremini kullanırken, mağazaya gittiğimde arganlı sıvı saç kremini de aldım. Ürün yelpazesi oldukça geniş. Gittiğinizde bakarsanız şampuanı, serumu, saç kremi, keratin ürünlerini de bulabilirsiniz. 

Üç aydır Urban saç ürünlerini kullanıyorum. Nasıl bir ürün sipariş ettim, acaba saçıma daha çok zarar verir mi diye düşünürken satın aldığım ürün benim ihtiyacımı karşıladı.

Ayrıca bir şey daha eklemek istiyorum. saç tipinize uygun şampuan kullanmakta da fayda var. Ben Elidor'un bukle belirginleştirici  şampuan tercih ediyorum. Şekillendirmek içinde sıvı kremini kullanıyorum. Avucunuza az miktarda koyduğunuz ürünü saçınıza iyice yedirerek kullandığınızda güzel sonuçlar elde edebilirsiniz.