29 Aralık 2016 Perşembe

2016 Giderken...


Merhabalar


Yine bir yıl biterken söylenecek ne çok şey var.

Bir yıl rakamla telaffuz etmek ne kadar kolay, öyle değil mi? Ama gün olarak saydığımızda her bir gün yaşanan onca saatte yapılan iş, onca acı onca mutluluk...

Bir yıl biterken hüzünlenir misiniz? Kimileri için evet, kimileri için hayır sanırım. Ben üzülüyorum bir yıl daha geçti ahir ömrümüzden.

Ben bu yılımı anlatmak istiyorum sizlere;

Belki bir yaş daha yaşlanmış olabilirim ama iyi tarafından baktığımda çocuklarım bir yıl daha büyümüş oldu. 

Allah’ım nasip ederse uzun süre yanlarında olmak istiyorum. Dün akşam duygusal bir anımda gözlerimden yaşlar inerken annem bana "En büyük zenginlik evlatların kızım." dedi. Ben anneme baktım, annem bana ve sonra ben kızıma sarıldım. 
Çok doğru, aslında en büyük zenginliğim benim evlatlarım. 

Bu yazı biraz hüzünlü olacak galiba...

İnsanın hayatında geçirdiği evreler varmış. Yaşadıkça insan daha iyi anlayabiliyor. Bende yaşamımın ikincisini evresindeyim. Yaşıyor ve tecrübe ediyorum.
Aslında sınanmak için geldiğimiz bu dünyada, Hep sınanıyoruz da farkında olmuyoruz. 

2016 Ocak sonu gibi uzun süredir çalıştığım iş yerimden ayrıldım. Haksızlığa uğradım ama savaştım ve hakkımı da aldım. İşten ayrılmış olmam çok üzücü ve yıpratıcı bir süreçten geçmeme sebebiyet verdi. 13 yıldır iş aramamıştım ve iş aramak yeni bir işe başlangıç yapmak beni aşırı sarstı. İki ay sonra yeniden işteydim. Yeni iş yeni insanlar inanın alışmak ne zormuş. Alışamadım zaten ve çok sıkıntılı geçen zamanda başka bir yerden iş teklifi gelince değerlendirdim ve temmuzda başka bir yere başladım.  Bu sefer her şey çok güzeldi. Hiç sıkılmadan çalışıyordum. Meğer iş yerinde ki huzur insanın güzel yaşantısını ne kadar etkiliyormuş ve bir kez daha farkına vardım. Ne yaşarsam yaşayım hep Allah'a sığındım. Hep onunla konuştum ve hep dua ettim. O sıkıntılı zamanlarımda kız kardeşim bana Allah De Ötesine Bırak kitabını getirmişti ve bana çok iyi geleceğini söylemişti. Kitabı okuduğumda yine fark ettim ki bu bir sınav dedim Elmas. Senin imtihanın sabret dedim hep kendime. Boşluğa düşmedim mi? Tabi ki. Kızmadım mı? Çok hem de. Ağlamadım mı? Çok fazla. 

Ama sabrettim ve yılın son çeyreğinde eski çalıştığım markamın başka bir servisinden çalışma teklifi aldım ve artık yeni iş yerimde mutlu çalışıyorum. Şükürler olsun.
Bir yıl içinde benim kadar sebatkâr bir insan üç defa iş değiştirmiş oldu. Belki çok uzun anlattım size ama şu an sabrımın mükâfatı bu diyorum. 

Bir buçuk yıldır gerçekten hayatımın sınavını verebiliyorum diye boşuna demiyorum. Boşandım, evimden ayrıldım ve işimden ayrıldım. Hayatımın temelini oluşturan üç önemli yapıyı değiştirdim. 

Sarsılmadım demek isterdim ama öyle olmuyor maalesef. En derinden sarsıldığını hissediyorsun. Sarsıldım da. Ben bir tel tokasını bile seven birisi olarak yeni düzene yeni yaşantıma helede bu ülkede kadın ve anne olarak alışmak ne kadar çok zormuş bir kez daha anladım. 

Yine de şükür, yine de hamdolsun demekten hiç vazgeçmeyerek yine Allah inancına sarılarak devam ediyorum. 

Sağlıklı olduğum ve bir işim olduğu için, kendi ayaklarımın üstünde durmaya çalışıyorum. 

Her şeyin hayırlısı... 

Yaşaman gerekenlerin önüne geçmek gibi bir gücümüz olmadığı gibi, acılarda da güçlü olmaya kendini alıştırmaya çalışsan da alışmıyor be insan. 

Bazı şeyler elimizdeyken bazı şeylerde kader. İnsanız ve her duyguyu yaşamak için yaratılmışız. 

Belki bir yaş daha yaşlanmış olabilirim ama yaşadıklarım hep bana ders .Tanıdığım sandığım, inandığım ve ne çok tanıdığım dediğim kişileri de görünce, bazılarını da tanımamış olduğumu fark ettim. 

Her şeye kulak asamamak, aslında hiç takmamak gerektiğine inanmaya çalışarak yaşamaya, herkesten önce kendinin önemli olduğunu kendime söyleyerek geçirmeye çalışıyorum yaşamımı. Bazen uygulamaya çalışıyorum bazen hayır. 

Hep gülen fotoğraflarımız yok hayatın çerçevelerinde. Ağlayan fotoğraflarda asılı o çerçevelerde...

Hesap soruyorum ey hayat sana. Mutluyken sana hesap sormayan bizler, kötüyken neden hep hayat işte deriz. 

Sıkıcı olabilir yazdıklarım size ama bu yıl böyle bir yıldı benim için. 

2017'den ne bekliyorsun klişe sorusuna gerçekten ve gerçekten huzur ve sağlık istiyorum.

Siz neler bekliyorsunuz?

Sevgiler...

28 Aralık 2016 Çarşamba

Biricitle Yılbaşı Blogger Partisi Etkinliği

Merhabalar 

2016 bitmeden son etkinlik ziyaretim yaseminkokuluhayat'ın sahibesi Yasemin'nin daveti ile geçen cumartesi Unig istanbul'da,  Maslak The Zone by Finansbank'ta bulunan Da Vinci Learning atölyesinde istanbul ve Ankara'lı bloggerlar eşliğinde Biricitle Yılbaşı Blogger Partisi Etkinliğini gerçekleştirdik.
Çok daha iyi olmuş ki, etkinlik sayesinde daha önceden takipleştiğim ve uzun süredir konuşma fırsatı yakalayamadığım arkadaşlarımı görmüş oldum.

Mekan sponsorumuz olan Da Vinci Learning atölyesini daha öncede oğlum Berke ile ziyaret etmiş, o eğlenceli günde neler bahsettiğimi anlatmıştım. 
Merak ediyorsanız bir tık alabilirim:) 

Biraz bilgi derseniz... (web sitesinden)

Da Vinci Learning her yaştan meraklı zihinleri bir araya getirip, yaşam boyu öğrenmeyi destekleyen, yenilikçi ve özgün bir televizyon eğitim kanalıdır. Dünya çapında milyonlarca izleyiciye ulaşan Da Vinci Learning 100 ülkede 16 farklı versiyonla yayınlanmaktadır. Da Vinci Learning; Da Vinci Media himayesi altında, kendini işine adamış uluslararası bir ekiple, Da Vinci Learning'in tanıtımı ve heyecan verici etkinlikler, ortaklıklar ve kampanyalar yoluyla bir öğrenme isteği uyandırma çabası içindedir.
Da Vinci Learning ailenin birlikte seyredebileceği uygun kalitede, yüksek standartlara sahip çok geniş bir program yelpazesine sahiptir. Da Vinci Learning kanalı tüm aileyi göz önünde bulundurduğundan, ailenin tüm fertlerine hitap eder: çocuklara yönelik sabah programlarının ardından, öğleden sonraları ailenin bir arada eğlenebilecekleri programların devamında akşamları ebeveynlerin ve yetişkinlerin merakını cezbedecek programlar sunmaktadır. Da Vinci Learning öğrenmenin, katılım, bağlılık ve en önemlisi de eğlencenin bir arada tuttuğu hayat boyu süren bir yolculuk olduğu felsefesinden hareket eder. En iyi eğitici eğlenceyi bulma yolundaki çabalarımız hiç bitmeyecek çünkü bizler esin kaynağı bulma isteğini, keşfetmenin heyecanını ve öğrenmenin verdiği mutluluğu biliyoruz.


Etkinliğimiz sevgili Yasemin'in konuşmasıyla başladı. Daha çok etkinlik gibi değil de bir arada bir kahve molası vermiş gibiydik. Güzel muhabbetler ve güzel bir kaynaşma içerisinde zamanı ilerlettik. Yasemin etkinliğimize biraz daha heyecan katarak bizler için bir çekiliş düzenlemiş ve eşleştirerek hediyeleşme belirlemiş. Ne güzel de düşünmüş. Okul çağlarında yapmış olduğum hediyeleşme yeniden yıllar sonra hayat buldu. 

Ben hem hediye mi aldım hemde verdim. Hediye alıp vermek kadar güzel bir durum var mI bence yok. Hediyem çok manalıydı. Kahve seven birine verilecek güzel hediyelerden birisi:)) Bir kupa:) 
Gözüm kupalara doymuyor. Hiç de doyacak gibi de değil. 


makyajkelebeği kocaman teşekkürlerimle:)



Etkinliğin en önemli detaylarından bahsedelim biraz. yeni yılda yanımızda olan bize hediyelerini gönderen sponsor firmalardan bahsedelim şimdi. 

Essence kozmetikten yeni ürünlerini denemek için güzel bir set gönderildi. Uygun maliyetli ve kaliteli bir çok ürünü olan Essence Kozmetik benim tercih ettiğim markalar arasında. Özellikle far paletlerini oldukça başarılı buluyorum. 


Vissmate markasının ürünlerini hep görmüş ama kullanmak nasip olmamıştı. Şimdi deneme fırsatı yakaladım ve benim gibi çamaşır suyu alerjisi olan kişiler için ürünlerinin alerji yapmadığını öğrendim. Denediğimde mutlaka size de anlatacağım. 




Daha önce şampuan ve saç kerimi olarak kullandığım Hc Hair ürünlerinden son derece memnundum. Şimdide bakım kremini kullanacağım.


Lr ekibinden olan Sevgili Sosyalannem Fatma'dan ürünler hakkında bayağı bilgi almıştım ve etkinlik sayesinde fırsat ayağımıza kadar gelmiş. oldu. Rool-on kullanmaya başladım ve yapışkan his vermemesi şimdiden gönlümü fet etmiş oldu.



Ayrıca Fatmacım bize hem ürünlerini kendi anlattı hemde uygulama yaparak gösterdi. 
Bizi aydınlattığı için çok teşekkür ederiz.



Çiğ köfteye bayılırım ve sık sık da tüketirim. Şimdi kendim yapabileceğim yöresel bir çiğ köfte setim var. Yöresel Bunlar'dan mutfağımıza kadar gelen bu lezzet deneyimlerimi yakında sizinle paylaşacağım.



Hazır ürünlerde tercih ettiğim bir marka olan Dr. Oetker 
Yine değişik ürünleri ile bizlerle. İlk deneyeceğim Brownili Puding olacaktır.



Kahvekolik ben:) Kahveli Scrub'um nasıl? 
Scrub, parfümleri ile ünlü Ixora Parfüm'den. 
Çok teşekkürler.



Sır Temizlik benim için Asprins demekti. Yeni ürünleri şimdi deneme zamanı. Gelsin tüm kirler. 


Trileçe'yi seven çok fazla kişileriz. Bende onlardan biriyim. Sipariş veri By Trileçe'den size kadar gelsin.



Balparmak'tan Ballımix'i deneyen var mı? Ben ve çocuklarım çok sevdi. 
şekersiz olduğunu biliyor musunuz?




Kutu Kutu Moda ülkemizde yeni bir hediye sistemi. Biraz bilgi vermek gerekirse; 

Kutu Kutu Moda olarak her ayın ilk 3 haftası boyunca sipariş alıyoruz, ayın 20'sinden sonra da tüm sürpriz kutular aynı anda kargolanıyor (bu tarih her ay 1-2 gün önce veya sonra olarak değişebilmektedir). Buradaki temel nokta alan kişilerin kutu içeriğinde ne olduğunu bilmeden satın alması, yani kendilerine ya da sevdiklerine tamamen sürpriz oluyor :) Kutuların aynı anda kargolanmasının nedeni de, kutu içeriklerinin daha önceden internette ya da farklı şekillerde duyurulmaması ve sürpriz konseptin gizemini koruması içindir. Kutu içerikleri kıyafet, takı, aksesuar gibi kadınlara yönelik ürünlerden oluşuyor ve her ay farklı içerik gönderiliyor. Kutular en az 5 ürün içeriyor ve ücret kargo dahil 54,90 TL. Aylık sürpriz kutu konsepti yurt dışında çok popüler olsa da Türkiye'de pek fazla örneği yok ne yazık ki. Bunun yanı sıra 2017'nin gelişi ile birlikte kutu seçeneklerimizi de çoğaltmayı planlıyorlar.


Lila Kozmektik saç boyaları ile birlikteydi. Boyaları annemin saçında deneyeceğim. Teşekkürler Lila Kozmetik



Fotoğrafsız etkinlik olmaz. Bizden güzel kareler:)) 









2016'yı acılı tatlı geride bırakacağımız bu günlerde 2017'de ilk önce ülkemize huzur getirmesini diliyorum. Sonra sağlık, sonra çalışmayla birlikte hayırlı kazançlar. Huzur ve sağlığın iyi olduğu sürece diğerlerinin arkadan rahat bir şekilde geleceğine inanıyorum.

Hepimizin yeni yılı kutlu olsun. 

Etkinliği düzenleyen sevgili Yaemin'e, bize ürünleri ile destek olan değerli firmalara, mekan sponsoru Da Vinci Learning'e ve sevgili blogger arkadaşlarıma sevgilerimle.

Yeniden görüşmek dileğiyle

Etkinlikte benimle birlikte olan diğer blogger arkadaşlarım:)) 

İlknur Koyuncu Balcı  http://www.ilknurundunyasi.com/
Şafak Karadeniz Kilimcigöldelioğlu http://www.safagindunyasi.com/
Şebnem Boyacıoğlu Kayaol http://www.alisverismakyaj.com/
Arzu Göncü Hangül  http://www.vanilins.com/



12 Aralık 2016 Pazartesi

Şiddetin Cinsiyeti Kitap Yorumu


"Amacım bu erkek egemen dünyada kadınların korkmadan, sinmeden, rahatça yaşamaları için onlara yardım etmek. "

Şiddetin Cinsiyeti& H. Barlas Omay 

Bu sefer farklı bir kitapla karşınızdayım. 

Okuduğum kitap, bilenen gerçeklerin yeniden roman tarzında okunmasıydı. Kitap bittiğinde bende yarattığı hissiyat üzüntü oldu:(

Bu kitaptan ve yazardan nasıl haberim oldu ilk ondan bahsetmek istiyorum biraz. 

Barlas Bey benimle iletişim kurduğunda ve kitabının içeriğinden bahsettiğinde ilginç bir kitap olduğunu düşünmüştüm. Kendisi benden kitabı okuyup , bir anne olarak bende yaratacağı düşünceyi merak ettiğini söylediğinde bende seve seve kitabını okumayı kabul edip okudum. 

Kendisine nezdinizde değer verip, bana kitabını hediye ettiği ve okuma fırsatı verdiği için teşekkür ediyorum. 

Aslında elimde okunmayı bekleyen bir kaç kitabım varken Şiddetin Cinsiyeti'ni öne almamın sebebi Barlas Bey'in  kitap sayfasına yazdığı bir kaç cümle oldu.

“Bu kitabı yazdığım için üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. Ülkemizde bu kadar kadın cinayeti olmasaydı, kadınlar ve erkekler birbirlerinden bu kadar uzaklaşmasalardı bu kitabı yazma gereği duymazdım belki de.  “

Şimdi kitabı biraz anlatayım size;

Kitapta günümüz  ile yıllar öncesinde  gidip geliyor ve günümüzde ilginç bir sonla bitiyor. Kitabın birçok bölümünde Fatma ve yaşadıklarından bahsediliyor. 

Fatma, genç bir kızken yaşadığı aile içi şiddet, kendi evliliğinde de devam eder. Murat'la evlenen Fatma kocasından gördüğü şiddet sonucunda oğlu Furkan ile baba evine gider. Fatma artık Murat'la yaşamak istememektedir. Ailesinden destek bekler ama babası her evlilikte olan şeyler der ve kızına sahip çıkmaz. Fatma gitmeyi kafasına koymuştur ve kaçmak ister. Gizlice kaçma planları yapar ve kendi evinden kaçmak isterken Murat onu yakalar ve öldüresiye döver. Ölümden dönen Fatma için sonraki yaşam bir sığınma evine gitmesiyle başlar. 

Tüm bunlar yaşanırken bir kadın çıkıp bulduğu buluşu anlatır. 
Pınar'ın bulduğu buluş (bantlar) sayesinde kadınların daha güçleneceklerini anlatır ve güçlendiklerinde de daha da güvenli yaşayabileceklerini vurgular. 

"Ben size sorayım, o çocuğu yetiştiren kim? Ağırlıklı olarak kadınlar değil mi? Kızlarımızı düzgün yetiştirirsek, inanın arkası  çorap söküğü gibi gelecektir. ha kadınların hepsi melek erkeklerin hepsi şeytan mı? Hayır, o çizgi o kadar keskin değil tabi ki. Çocuğunu satan annede biliyoruz sırf dayak yememek için kocasının dayak yemesine seyirci kalan anne de. Tek istediğim böyle insanların düzgün, tekrar söylüyorum "düzgün bir adalet sisteminde yargılanmaları ve cezalarını çektikten sonra tedavi edilmeleri. İstediğim bu benim. "

Buluşu savunanlar da vardır. Yanlış bulup savunmayanlarda. Bulunan her buluş gibi karşıt görüşler oluşmaya başlamıştır. 

Buluşun kullanım yönünde farklılıklar ortaya çıkmasıyla birlikte kitap seyrini değiştirmeye başlıyor.

"Bu bantları ürettim ve devlet tarafından da kabul görmesini bekledim. neden biliyor musunuz? Çünkü ben gazeteyi açtığımda "Tecavüz edilip boğazı kesilen kızın cesedi bulundu. " haberi yerine "Kendisine tecavüz etmeye çalışan adamı etkisiz hale etkisiz hale getirip polise teslim eden genç kız evine evine döndü." diye bir haber okumayı yeğlerim. O banttı icat etmemin sebebi de budur."

Artık burada kesiyorum:)

Şiddetin cinsiyeti olur mu? Olmaz. Şiddet şiddettir. Ne türlü yapılırsa yapılsın şiddetin doğuracağı sonuçlar bellidir. Hep üzüntü. 

Kitabın bana hissettirdiklerinden biraz bahsedip yazımı sonlandırmak istiyorum. Güç ne kadında ne de erkekte? Güç sevgide aslında. Şiddet, dayak, taciz ve kötü olan her ne ise bir güç değil aslında kocaman bir zayıflık. 

Aslında bir kadın bir anne olarak yapmamız gereken ve üstlendiğimiz onca vazife var. Bunlardan en en en önemlisi; ahlaklı ve dürüst, topluma faydalı bireyler yetiştirmek. Yetiştirmeye düzgün eğitim sistemi ve adalette eklenince şiddetlerin ve ölümlerin azalacağına olan inancım hiç bitmiyor. Kitapta birçok mesaj ve misilleme ve gönderme hissedeceksiniz. Sakin bir ortamda okumaya çalışın olur mu? 

Barlas Bey yaşamış olduğu onca olay sonrasında böyle bir kitap yazmış ve içindekileri sayfalara dökmüş. Şiddet gösteren erkekleri kınayan birçok da erkek var ve Barlas Bey'de onlardan biri. 

Barlas Bey Toplumsal bir konuyu kitaplaştırdığı için kendisine bir kadın olarak teşekkür ediyorum. 


Sevgilerimle... 

2 Aralık 2016 Cuma

Yaşama Açılan Penceredir Kitap İzmir Etkinliğimiz


Merhabalar 

Birincisini İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz Yaşama Açılan Penceredir Kitap Etkinliğimiz'in ikincisini de İzmir'de gerçekleştirdik. 

Yaşama Açılan Penceredir Kitap Etkinliği-İzmir'de neler yaptık detaylarını yaşananları ve hislerimi şimdi sizlerle paylaşmak istiyorum.

26 kasım cumartesi günü ben ve etkinliği beraber düzenlediğim arkadaşlarım Yasemin Kokulu Hayat'tan Yasemin ile Safağın Dünyası blogunun sahibesi Şafak ile diğer dokuz arkadaşımızı ve yazarlarımızla Kaya Prestige Otel'in mekan sponsorluğunda bir araya geldik.

Mekan sponsorumuz olan Kaya Prestige Otel bize her konuda yardımcı ve destek oldular ve yanımızda yer aldılar. 

Biz üç İstanbul'lu bloggerlar, bir gün öncesinde otele gittiğimizde, konaklama, kahvaltı hemde etkinlik süresi içerisinde ikramlarda bulunarak bizi misafir etmeye çalıştılar. Kendilerine sizin nezdinde tekrar teşekkür etmek istiyorum.





Bizim için önemli bir yer tutan ve davetiye olarak kullandığımız görselimiz Mor Düşler Atölyesi tarafından özenle hazırlandı ve kargo edildi. 

Ayrıca katılımcılara küçük bir jest yaparak hepsinin adına tek tek hazırlandı.
Mor Düşler Atölyesi sahiplerinden Merve Hanım, kitap dostu olduğunu ve bende kitap severlere bir nebze katkıda bulunmak benim için bir zevktir diyerek yanımızda yer aldı. Yardımları, desteği katılımı için kendilerine kocaman sevgiler sunuyoruz. Çok teşekkür ederiz.



Etkinliğimiz Kaya Prestige Otel'in milet salonunda öğlen sularında başlamış oldu. 


Etkinliğe blogger ve youtuber arkadaşların yanısıra yazarlar da vardı.
Bunlar; Düz Yayınevi sahibi, hem yazar hem editör olan Yusuf Gürer, Minval Yayınların'ın sahibi Nesibe Başol  kendilerine Yayınevi ve kitap dünyası hakkında yöneltilen soruları yanıtladılar. 

Haber Hürriyeti gazetesi yazarlarından Metin Aydınoğlu, Mesut Tim açmış oluğu Atatürk Kütüphaneleri hakkında bilgiler verdi. Şu ana kadar 26 tane Atatürk Kütüphanelerinin bulunduğunu ve bu kütüphanelerin gönüllüler tarafından nasıl oluştuğunu ve hedeflerini anlattılar. Kendilerinin bir diğer adı da Kitap Baba'ymış:) 



Etkinliğimizin güzel yazar misafirleri bize kendi kitaplarını anlatarak imzaladılar. 
Nilgün Erdem, Saadet Aydınoğlu ve Yusuf Gürer



Yusuf Gürer Ben Sana Şiir Yazayım Sen Sadece Gül şiir kitabından iki güzel şiirini bizim için okudu:)  



Anılara dokunmayı iyi becerebilen Sosyapix bizim etkinliğimize pola ve mini kare kartları ile destek vererek katılımcılarımızın fotoğraflarını bastı. 


Katılımcılarımızdan Lale Bollukçu, kendi el emeği ile bizlere kitaplara yakışır kitap ayraçlarından yaptı. 




Etkinliğimize destek olan Yayın Evleri 





























Biraz da duygularımdan bahsetmek istiyorum. Kitap yaşamımda su gibi yemek gibi bir şey benim için. Okumadığım zamanlar kendimi eksik hissediyorum. 

 Sevgili Şafak ortaya bu fikri attığında çok heyecanlanmıştım. Halada o heyecanı taşıyorum. Etkinlik gününde hep diken üstünde ve stres içindeydim. İyi bir ev sahibi olmak istedik.
Bence yapılmayanı yapmaya çalıştık. Yine bence de iyi yaptık diye düşünüyorum. Mutlaka atladığımız, eksik olan bir şeyler vardır. Ama zamanla onları da bertaraf edeceğimize inanıyorum. Yazarak teşekkür etmek belki çok hafif geliyor olabilir ama samimiyetimle söylüyorum ki, bize inanan, değer gösteren, bizi dinleyen her yayın evine, mekan sponsorumuz Kaya Prestige Otel'e Sosyapix'e, The_Purple saygılarımı sunuyorum. 

Etkinliği varlıklarıyla renk katan yazarlarımıza sevgilerimle. 

Bu işte bir arada olduğum değerli arkadaşlarım Yasemin Ve Şafak'a kucak dolusu sevgiler. 


 Sizi unutur muyum. hepinizi çok çok öpüyorum.

Günün Sonu. Mutlu son:))))) 


 Benim etkinlik sonrası ganimetlerimle tanışın:)) 



http://www.haberhurriyeti.com/blog-yazarlarinin-kitap-aski-187976.html


Bizden bir video 

Bir sonraki nerede olsun istersiniz? 

Bu kadar uzun yazılı ve çok görselli bir blog yazısı okuduğunuz için size de teşekkür ederim.