17 Haziran 2019 Pazartesi

Araf-Balbadem Kitap Yorumu




“Kusursuz kadınlar kusurlu eşler tarafından hezeyana uğratılır.”



Araf’ın ilk tanıtımı gördüğümde madde bağımlılığın ve onun zararlarını konu alan bir roman ile karşı karşıya kaldığımızı düşünmüştüm. Düşündüklerimin bir kısmı gerçek oldu. Bir kısmı değil. Romanı okudukça bambaşka hisseler kapıldım. Hadi o zaman biraz romanı yorumlayayım.

Roman Engin ve Zeynep’in yaşanmışlıklarını anlatan bir seri.

Komiser Engin bir uyuşturucu operasyonunda, hem de evlilik yıl dönümde eşi Naz’ı kaybeder. Aşırı bir yıkım yaşar. Naz’ın acısı ve yası üzerinden hiç çıkmaz. Kız kardeşi Doktor İrem’in ricası ile madde bağımlısı olarak hastanede yatan Zeynep’e yardım etmeye başlar. Gizemli bir hayatı ve birilerinden kaçtığı anlaşılan Zeynep, İrem ve Engin’in annesinin yanına yerleşerek Süheyla Hanım’a yoldaş olur.  Fazla spoi vermeden romanın konusu biraz böyle ama okudukça öyle değil. Zeynep nasıl madde bağımlısı olur, ne tür sınavlardan geçer, işte o cevaplar romanda geniş geniş anlatılıyor. Sayfalar aktıkça, İrem’i çok mu çok sevdim. Tatlı Süheyla teyzeye bayıldım. Ali’i aaaah ona ne çok kızdım ve yaptığı büyük hatayı hiç mi hiç onaylamadım. Hele kendisine yaptığı…

Romanlarda güçlü, yeniden küllerinden doğan karakterleri çok beğenerek okuyorum. Zeynep’ten onlardan biri oldu benim için. Ama o inadı, o gururu, o suskun halini sevmedim. Gerçi Engin’nin de ondan kalır yanı yoktu ya. Yine o daha cesaretliydi. Yaşadığı yıkımı bakılırsa içinde yaşadığı gelgitler normaldi geliyor bana.

Su misali, akıcı birbirine bağlı bir roman okudum ve hüzünlü bir sonla kaldım. İkinci kitabı merakla bekliyorum.

Kadına değer verilen, olması gerektiği gibi davranılan bu tarz kitapları yazan kadın yazarları gönülden kutluyorum. Sizler yazın bizler okuyalım.

Madde bağımlısı Zeynep ile kalbi yeniden çarpmaya başlayan Komiser Engin’in romanı sizi bekliyor. 

Okuyunuz:)