21 Ekim 2013 Pazartesi

Çalışan Anne Olmak


İlk çoçuğumu, yani kızımı dünyaya getirdiğimde onsekiz yaşındaydım. Anne olmuştum. Kendim çocuktum daha, nasıl anne olacaktım ki? Ona nasıl bakacaktım ki? Benden nasıl bir anne olurdu ki?

Kızım buyürken bende onla birlikte büyüdüm. Yalnışlarım ve eksiklerimle anneydim artık. O çekik gözlünün benden beklediği çok sey vardı. Anne olarak yapmam gereken bir sürü şey. Yapabilecek miydim? Korkularım vardı. Ya yapamazsam dediğim bir sürü şey. Bir bebeğim vardı ve onu çok seviyordum.

Damla sekiz aylıkken başladım çalışmaya ve işe girdiğim ikinci günü su çiçeği çıkardı kızım. O hastaydı ve ben işteydim. O ağlıyordu, ben işteydim. O ilk adımını attı, ben işteydim. O'ları o kadar çok sıralayabilirim ki... Kızımın ilklerini yaşayamadığım anlar, dolu.

Damla ite kakıla kimi annemde kimi babannede kimi yuvada bazen komşu teyzelerde ilk okul çağına geldi. Daha birinci sınıfta Damla evde yalnız kalmaya başladı. Kendi hazırlanıyor öğlen servise biniyor, akşam biz eve gelmeden evde oluyordu. Kapıyı kendisi kilitleyip kendisi açıyordu. O annesi yanında olmadan okula gitmeye hazırlanıyor, ben kızımı yalnız bırakmanın verdiği üzüntü ve suçluluk duygusuyla çalışıyordum. Birinci sınıf, ikinci, üçüncü sınıf derken şimdi kızım büyüdü ve kocaman genç bir kız oldu. O çekik gözlü minik bebeğim üniversite sınavına hazırlanmakta. Ben ne mi yapıyorum? Ben hep kaldığım yerdeyim. Hep çalışmaktayım.

Kızım bana bir gün "anne sen hiç saçımı toplamadın. Bana sıcak kızarmış patates kızartmadın. Ayakkabımı giydirmedin." dedi. Yapmak isteyipte yapamadığım şeylerden bahsetti. Kocaman acı cümleler kurdu bana.Ufacık bedenden çıkan kocaman cümleler...

Yeniden aynı şeyleri yaşamak için ikinci bir çoçuk sahibi olmak hiç istemedim. İstemedim de ne oldu? Allah'ım bana ondört sene süpriz yumurtam Berke'mi verdi. Büyük konuşmuşum. Konuşmamak gerekirmiş.

Yeni bir maraton başlamıştı bizim için. Daha bilinçliydim artık otuziki yaşındaydım ve çoçuğuma en iyi şekilde bakmaya çalışıyordum. Çalışmak istemiyordum. Oğlumla beraber olmak, onu tek kendim büyütmek istiyordum. Olmadı. Zorunluklar vardı. Ne oldu? Yine çalışan anne olmaya devam ettim. 

Oğlum 3,5 aylıkken ağlaya ağlaya işe gittim. Oğluma bakacak kimse olmadığından, ablasına emanet ederek çıktım evden. O gün tam bir işkenceydi. Berke evde sürekli ağlıyordu. Ağlıyordu, çünkü açtı ve anne kokusu yoktu. Sütümü sağmıştım ve biberona koymuştum ama paşam hiç bir şekilde biberondan süt içmiyordu. (Şimdi aklıma geldide ne zor alışmıştı bibereno.)İnatla ağlamayı sürdürüyordu. Taki ben öğlen eve gidene kadar. Bir yıl boyunca her öğlen eve koşa koşa gelip oğlumu emziriyor, süt sağıp bırakıyor ve tekrar işe dönüyordum. Benim için çok yorucuydu. Olsun.(Yoruculuğun bana tek faydası doğum sonrası kiloların gitmesiydi) Oğlum anne sütü emecekti. Bende ona sarılacaktım.

Yıllar önce yaşamış olduğum duygular yine baş göstermeye başlamıştı. Ben hep suçluluk halindeydim. Yeteri kadar ilgilenemiyordum çoçuklarımla. Çalışan bir kadın, bir anne ve aynı zamanda da ev hanımı. Hepsi bir arada olmuyor, yapamıyorsunuz. Yıpranıyorsunuz. Hani Nil Karaibrahimgil şarkısında diyor ya "çoçukta yaparım kariyerde" Yapılmıyor be Nilciğim. Yapılıyor da yapılmıyor. Hep biri eksik kalıyor bence. Eksik kalan da annelik oluyor.

Bu yazıyı bir haftalık bayram tatilinden sonra yazıyorum. Bir haftadır Berke'yle yapışık ikiz olarak dolaşmaktayız. Ben nereye Berke oraya. Benim bir haftadır evde olmam Berke'yi mutlu ettiği kadar dinginleştirdide. Her akşam oğlumdan dayak yiyen ben, bir haftadır sürekli öpülüyor. Anneci, anneci diyerek yavru ördek gibi peşimde geziniyor. Oğlum yaramazlığı ve hırçınlığı tamamen bana. Onu her sabah bırakıp gittiğim için beni döverek hırsını alıyor. İlgi çekmeye kendinin bırakıldığı yerde olduğunu göstermeye çalışıyor. Haklı da değil mi? 

Benim gibi çalışan bir sürü kadın var. Her birinin kendine ait anıları ve hikayeleri mevcut. Buda benim onyedi yılda iki çoçuk sahibi olmuş Elmas'ın kısa bir hikayesi. Anlatılmak ve ifade edilmek istenen o kadar çok duygu var ki bende, yaz yaz bitmez.

Çalışan anneler olarak ortak noktamız hep aynı. Çoçuklarımızı çalışırken büyütmek.









1 yorum :

  1. bu kör gece karanlığında iki damla gözyaşı aktı benden biri damLaydı diğeri BeRke ikisinide çok seviyorum damlanın elinden ben tuttum beraber okula gittik sen yokken berkenin elinden damla tuttu cici annesi de oldu..hayat akıp gider peşinden bizide sürükler..

    YanıtlaSil