Merhabalar
Bu yazım kısa ama etkili bir yazı olacağını düşünüyorum. Kızım Damla anne bunu oku diyerek whatsapp'tan attıığı yazının başlığı şu şekildeydi:
Çocukken Amcasının Tecavüzüne Uğrayan, Kocası Tarafından Geneleve Satılan 'Hayatsız Kadın' Ayşe Tükrükçü'nün İnanılmaz Hikayesi
Ben haber pek seyretmem, haber yazılarını pek okumam. Gündemi az takip etmeye çalışırım. Neden mi? Kötü haberlere dayanamıyorum, bunca kötülüğe, eziyete, zulme dayanamıyorum. İnsanlığımızdan utanıyorum. O kadar az iyi şey var ki, kötülük etrafımızı sarmış.
Kızımın oku demesine istinaden baştan sona Ayşe Tükrükçü'nün hikayesini okudum. O kadar üzüldüm, yaşadıklarından utandım ki, hissettiklerimi kesinlikle tasvir yapamam.
O kısacık makale Ayşe'nin yaşadıkları yanında bir hiç. Harfler kelimeler yetmez yaşadıklarına.
Onedio' da yayınlanan yazıdan bir kaç başlık şöyle: (yazıyı mutlaka okuyun)
Bu kadının yüzündeki ifadeye iyi bakın
çünkü orada hayatsız bir yaşamın izleri var. En başa gidip anlatalım
olanları...
Daha 15
günlükken babaannesinin yanına bırakılan Ayşe'nin yanına bir de yeni doğan
kardeş İlknur ekleniyor. İki kardeş Antep'te babaanneyle büyüyor.
Antep'e
döndüğünde Ayşe'nin amcası Ayşe'yi ve kendi çocuklarını Antalya'ya tatile
götürüyor... Güya... Lanet olsun o amcaya!
Antep'e
döndüklerinde amca, "Konuşursan seni öldürürüm" tehditleri savuruyor
Ayşe'ye. İnsanlara da “Yazık! Bu öksüz, babası yok” diyerek sahte bir şefkat
gösterisi yapıyor.
Yetiştirme
yurdu, Ayşe'nin belki de hayatında en huzurlu olduğu zaman dilimi. Tecavüze
uğradığını 11 yaşına kadar söyleyemiyor.
16
yaşında yurttan ayrılınca ailesinin yanına dönmek zorunda kalıyor Ayşe. İşte o
zaman amcasının kızı Şengül "Evet, Ayşe'ye babam tecavüz etti" diyor
aileye. Değişen bir şey oluyor mu peki? Hayır...
Okudukça üzülüyor, tüyleriniz diken diken olup, gözlerinize yaş birikti mi? Ben çok kötü oldum ve bu yazıyı sizinle paylaşmak istedim.
Genelleme yapmak doğru değil ama bu tür erkeklerden nefret ediyorum.
Bu acılı hayat hikayesinden çok güzel bir şey oluyor ve Ayşe Hanım çok güzel bir projeye ev sahipliği yapıyor.
Sokakta aç perişan yaşadığı günlerinin kötü hatırasına kimsesizlere çorba yapıp dağıtmaya başlayan acılı kadın Ayşe Hayata Sarıl Lokanta'sını kuruyor.
Hayata Sarıl bir sosyal sorumluluk projesi olarak, iki sene önce Ayşe Tükrükçü’nün evsiz, sokakta yaşayan, toplumun yok saydığı insanlar için 'Rehabilitasyon Merkezi’ vizyonu ile doğmuş ve Şubat 2017’ de dernek statüsüne kavuşmuş sosyal bir girişimdir.
Derneğinizin amacı evsiz, sokakta yaşayan, toplumda yok sayılan insanların hayatlarına tekrar sarılmalarını sağlamaktır.
Gündüzleri ücretli yemek veren dernek akşamları evsizlere ücretsiz yemek veriyor. Sizde bağış ve askıda yemek seçerek destek olabilirsiniz.
Ben İstanbul'da yaşadığım için mekana gidip o atmosferin tadını almak ve yardımımı orada sınmak istiyorum.
Hayat ne olursa olsun devam ediyor cümlesini ne kadar sevmesem de, hayat devam ediyor. Herkes kendi yaşadığını bilir. Sevgili arkadaşımın bir sözü hiç aklımdan çıkmaz ; "Evler ayrı. Dertler ayrı"
Ne kadar da doğru.
Ayşe Hanım'ın yüzünü güldüren, onu mutlu eden, belki acı günlerini biraz unutturan bu derneğe sizde destek olabilirsiniz.
Saygılar
Elmas
Fotoğraflar ve yazıdaki bölümler geçerli sayfalardan alıntı olarak alınmıştır.
Okurken benim tüylerim diken diken oldu. Ben de senin gibi haber izlemiyorum,izleyemiyorum. Allah belasını versin böylelerinin, yaşattıklarını yaşamadan gebermesinler...
YanıtlaSilBen çok etkilendim Yeşimcim. Çok sarstı beni ve yazmak istedim. Hayatımızı ne kadar istesek de şekillendiremiyoruz. Keşke demeyi sevmiyorum ama keşke bunları görmesek duymasak.
SilBen de bu yüzden haber izleyemiyorum ve de haber kanallarını açmıyoruz evde. Sayende haberdar oldum. Bu koca yürekli kadına Rabbim her zaman yardım eder umarım. Paylaşımın için ayrıca teşekkür ederim..
SilAyşe hanımın hikayesini okumuştum.Çok güçlü bir kadınmış.Yaşadığı hayat çok travmatik.Neyse ki kırmış şeytanın bacağını...
YanıtlaSilKesinlikle doru söylüyorsunuz. Şans ona gülmüş sonunda. İyi haftalar size:)
Silayyy hikayenin sonu ne güzeldi ama. ne iyi sağlam kadınmış yaa. hayata sarıl lokantası. çok şiirsel bir isim ayrıca. hımm bu yazını koyuyum bloguma da herkes görsün. istanbulda ha yaa nerdeymiş ki. gidilmez mi tabii. gözlerim yaşardı yaaa. ah kardeşimi doğurdum adlı kitap işte bu yaa of of.
YanıtlaSilNe güzel özetledim. Lokantasının adı çok manidar. Çok anlamlı. Paylaşırsan bende çok mutlu olurum. Teşekkür ederim.
SilOkurken insanlığımdan utandım, maalesef ne ilk, ne tek ne de son hikaye. Asla normalleştirmemeliyiz, toplumsal tepkimizi göstermeliyiz.
YanıtlaSilHer hayatın içinde çokca acı var ama bazı hayatlar gerçekten acı ile bütünleşmiş. Seviniyorum ki güzel şeylerde oluyor.
Silkoydum bloguma şimdüü bu yazısınııı :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Şimdi gördüm ve çok sevindim:)
Silhikaye çok etkiledi beni.ve aslında ne kadar çok böyle hikaye duyduğumuzu gördüğümüzü düşüündüm.maalesef her birinin sonu böyle pozitif bitmiyor.
YanıtlaSilÇok çok haklısınız. Kurtulmak isteyen herkese Allahım yardım etsin.
Silİnsanlık dışı davranışları gösterenler Allahlarından bulmuşlardır eminim.
YanıtlaSilBulurlar mutlaka. Bir tokat gibi sarsılırlar. Bizleri Allahtan korkan kullardan eylesin Rabbim.
SilBen görmüştüm bu yazıyı ama içim kaldırıp okuyamadım.
YanıtlaSilBende çoğu zaman okumuyorum ama bu defer okumak istedim ve çok etkilendim.
Silben bu olayı Ayşe Armanın insta sayfasında okumuştum sanırım..ve o zaman da şimdi olduğu gibi çok etkilenmiştim bu arada sizi sevgili deep ten öğrendim...takipteyim...arzu ederseniz sizi de beklerim..sevgilerimle...
YanıtlaSilBloguma Hoş geldiniz. Tazımı okuyup yorum da yapmışsınız. ÇOk teşekkür ederim. Bende size geliyorum hemen:) Sevgiler
Silsevgili deetone un yazısından geliyorum hemen takibe aldım :) bende bloğuma bekliyorum. Bu arada yazınız çok etkileyiciydi ...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Hoş geldiniz bloguyma. Bende takipteyim sizi. Sevgiler:)
Sil