15 Kasım 2013 Cuma

Gelincik

Soyadımla ilgili bir şeyler yazmak geldi bu sefer içimden. Eşimin soyadını onsekiz yıldır kullanıyorum ve çok beğeniyorum. Bir gün kendisisine soyadınızı nereden aldınız bir anlamı var mı diye sorduğumda; “Dedesinin Romanya’nın Gelencek şehrinde kırım tatarı olarak yaşadıklarını Rus’ların yaptığı soykırımla Edirne’ye göç ettiklerini ve Türkiye’de soyadlarının Gelincik olarak yazıldığını öğrenmiştim. Çok fazla Gelincik soyadı da yok ve  olanların genelide tatar. 

Gelincik şu anlamlara gelebilir:
Ben en çok çiçek olan gelincikle ilgileniyorum. Kırmızı gelinciklerle bezenmiş kırlarda yalınayak dolaşıp, koşturmak, koparmadan sevmek istiyorum gelincik çiçeklerini. Çünkü koparıldıklarında o kırmızı renkler anında soluklaşıyor ve yitip gidiyor. Sevgisiz kalan bir kalp gibi. 

Gelincik çiçeği ile ilgili yaptığım araştırmayı sizinle paylaşıyorum.

Gelincik Çiçeği'nin Hikayesi: Gelincikle ilgili olarak birçok kültürde birçok efsane anlatılır. Bunlardan biri de Cengiz Han ile ilgili: Cengiz Han bir savaşta düşmanı perişan edip muharebe meydanını kan gölüne çevirdikten kısa bir süre sonra burayı gelinciklerin doldurdukları gözlemlenmiş. Aynı hikaye yüzyıllar sonra Napolyon ile ilişkilendirilerek de anlatılır. Araştırıldığında, çok muhtemeldir ki askerlik tarihi benzer savaş öyküleri ile doludur. Zira bahar ayları savaş aylarıdır; Mart adı nereden gelir? Gelincikler de bahar çiçekleridir. Benzer bir hikâye de Çanakkale savaşları sırasında yaşanmıştır.1. Dünya Savaşı sırasında Gelibolu yarımadasındaki başarısızlığa mahkûm muharebelerinde de, binlerce ölünün hemen ardından Gelibolu gelincik tarlasına dönmüştür.
Kan Çiçekleri der Gelibolulular gelincik çiçeklerine. Bahar gelmeye görsün, her yanı kırmızılar basar buralarda. Gelibolulular çok sever gelincikleri. Çünkü derler ki, "Açan her bir gelincik, kan çiçeğidir. Şehit askerlerimizin her biri gelincik olmuş, sert rüzgârlara direnir de gitmez toprağından." İşte o kahraman askerleri gördüğü için bu konak, adı gelinler gibi, o Kan Çiçekleri'ne de ithaftır.
Ruhları gani gani şad olsun!
Felemenk ülkesine çok benzer şekilde, yine McCrae'nin şiiri ile eşzamanlı olarak Anzac askerlerinin 1.Dünya Savaşı sırasında Gelibolu yarımadasındaki başarısızlığa mahkûm muharebelerinde de, binlerce ölünün hemen ardından Gelibolu gelincik tarlasına dönmüştür.
Anzac'ların torunları her yıl Gelibolu ziyaretlerini kıpkırmızı açan gelincikler arasında yaparlar.
(Alıntı ) http://my.opera.com/Msrf/blog/2013/07/12/gelincik

Gelincik Çiçeğinin Faydaları ve Etkileri: Yatıştırıcıdır. Uykusuzluk çekenlere faydalıdır. Nefes darlığı, astım ve bronşite iyi gelir. Öksürüğü ve öksürüğün boğazda yaptığı gıcığı keser. Kusmayı ve kan tükürmeyi önler. Boğmacada faydalıdır. Yanıkları iyileştirir.
Gelincik Çiçeği Nasıl Kullanılır? Çiçekleri güneşte kurutularak kullanılır. Tadı acı olduğu için daha çok şurubu tüketilir.
Gelincik Şerbeti:
1 kilo gelincik şurubu elde etmek için gereken malzeme şudur:
500 gram gelincik çiçeği yaprağı
1 kilo toz şekeri
25 gram limon tuzu
1 limon
1/4 litre su
Yapımı: Gelincik çiçeğinin kırmızı yapraklarını kopardıktan sonra dip taraflarındaki siyah bölümlerini makasla kesmeli. Böylece hazırlanan yarım kilo gelincik çiçeği yaprağını temiz bir süzgeçte bol suyla ve birkaç defa güzelce yıkayıp üzerindeki tozları ve yabancı maddelerle ilâçları temizlemeli. Sonra bir kavanoza koyup üzerine 1/4 litre suyla limon tuzunu kattıktan sonra sıkılmış bir limonun suyunu dökmeli ve kavanozun ağzını sıkıca kapamalı. Kokusunu ve rengini suya vermesi için kavanozu bir kenara koyup bir hafta bekletmeli (Güneşe konursa üç gün beklemesi yeterlidir). Gelincik çiçeği yaprakları renklerini verip solgunlaşınca bunları kavanozdan çıkarıp atmalı. Elde kalan kırmızı ve ekşimtırak suya bir ölçüye iki ölçü hesabiyle şeker katmalı. Yani 1/4 litre suya 1/2 kilo şeker katıp erimeye bırakmalı. Beri yanda kalan yarım kilo şekeri de 1/4 litre suda eritmeli. Sonra bu suyu gelincikli şerbetle iyice karıştırmalı. Karışımı tülbendi bir huniden geçirerek süzdükten sonra ya temizce yıkanıp kurulanmış olan eski kavanoza veya 1 litrelik bir şişeye koymalı. Hava almayacak biçimde ağzını sıkıca örtüp şurubu serin bir yerde saklamalı. Misafirlere gelincik şerbeti ikram edileceği vakit limonata bardaklarına gelincik şerbetinden iki parmak kadar koymalı. İçine birer parça buz attıktan sonra bardakları soğuk suyla doldurmalı. Uzun bir kaşıkla karıştırdıktan sonra servis yapmalı.

Gelincik Çiçeği Reçeli:
1 kg gelincik çiçeği,
1 kg toz şeker,
5 su bardağı su,
1 limonun suyu
Yapımı: Gelincik çiçeklerinin tohumlarını ve siyah kısımlarını keserek çıkarın. Yapraklarını kaynayan suya ilave edip bir taşım kaynatın. Ocaktan alın. Bol suyla yıkayın. Yaprakları süzgece alıp suyunu süzdürün. Diğer tarafta su ile şekeri kaynatıp şurubu hazırlayın. Yaprakları bu şuruba ilave edin. Reçel kıvamına gelinceye kadar kaynatın> Ocaktan almaya yakın limon suyunu ilave edin. Sıcakken kavanozlara aktarıp kapağını sıkıca kapatın. 

 Son olarak yazıyı bir hadisle kapatmak istiyorum.

”Kadın erkeğin gelincik çiçeğidir” diyor Peygamberimiz.. (sav)
Gelincik Çiçeği, dalından koparıldığında bir kaç dakika içinde parlaklığını, canlılığını, güzelliğini yitirir.. En küçük hoyrat muamele ve sarsıntıda yara alıp zedelenir.. Peygamberimiz (sav) kadını bu çiçeğe benzetmekte.. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü bir dönemde. Doğada kendi kendine yetişmesinin özgürlüğünü, kırlarda alabildiğince yayılmasının neşesini, o narinliğinin, zarifliğinin, inceliğinin verdiği güzelliği ve kırmızı renginin asaletini paylaşabilmeyi istiyorsak, üzerine titrenilmesi gereken bir çiçek kadın.. 
 
Bir daha bir gelincik çiçeğini zedelemek nasip olmasın..

3 yorum :

  1. Merhabalar,
    Ne kadar güzel bir yazı olmuş bu, emeğinize sağlık. SOy isminiz gerçekten çok güzel ve naif. Benim de gelincik diyince aklıma ilk o güzel çiçek geliyor. Anne tarafım Çanakkale'lidir. Gelinciklern şehit düşen topraklarda çıktığını ben de duymuştum. Annemler küçükken gelinciklerin yapraklarından kırmızı elbiseli kız yaparmış, oynarlarmış. Anneannem de aynı aktardığınız gibi reçelini yaparmış.
    Bu arada Deep sayesinde tanıdım ve çok sevdim bloğunuzu. İlginizi çekerse benim bloğuma da her zaman davetlisiniz. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba. Artık o say adını kullanmıyorum ama hala bağlılığı devam ediyor. Ben de hep gelincik deyince çiçeği geliyor aklıma. Şehirlerde artık göremez olduk maalesef. Şöyle gelincik tarlasında bir dolaşılsa ne güzel olurdu. Sizi tanıdığıma sevindim. Blogunuzu takipteyim:))) Görüşmek dileğiyle

      Sil
  2. Ispartada gelincik dağı var,çok yüksek ve farklı bir dağ.üzerindede gelincik ana diye bir yatır mevcud.hikayesini anlatırlardı

    YanıtlaSil