Ben bu sefer yazarken
arkadaşlık ve dostluk üzerine bir şeyler yazmak istiyorum.
Dünyaya geldiğimiz
andan itibaren sevmeye başlıyoruz. Yeni doğmuş bir bebeğin annesine olan
sevgisi mesela. Hiçbir şey bilmeden anne kokusunu alarak seviyor.
Sevmeyi öğrenerek büyüyoruz.
Seviyoruz yaşamımız
boyunca bir şeyleri. Bir sıralamamız var hayatta. Benim öyle mesela. Evlene
kadar sevdiğimiz ilk kişiler anne ve babamız, sonra eşimiz, çocuğumuz olduğunda
sıralama değişiyor ve canımızdan bir parça olan çocuklarımız ilk sıraya
oturuyor.
Benim gibi düşünen birçok
insan tanıyorum. Ben kendi görüşlerimi belirtiyorum. Katılıp katılmamak size
kalmış durumda.
Sevgi sıralamamın
başlarında geliyor benim arkadaşlarım. Yeme içme gibi bir şey arkadaşlık,
dostluk.
Paylaşılmadan bir hayat
geçer mi?
Hep dediğim bir şeyi
tekrarlamak istiyorum. “Kız arkadaş
gibisi yok”
Dinlemeyi ve paylaşmayı
çok seviyorum. Yorum yapmadan dinlemek ve empati kurmak gerektiğine inanıyorum.
Şu hayatta her şey biz insanlar için. Başımıza neler gelebileceğini
kestirebiliyor muyuz? O yüzden yadırgamayalım.
Çok arkadaşım var ama
dostum diyebileceğim kendimi onlarda görebileceğim arkadaşlarım sınırlı.
Derdiniz olduğunda sizi
dinleyen, sırf siz üzülüyorsunuz diye sizinle ağlayan, hatanız varsa bunu açık
yüreklilikle size anlatan, sadece iyi zamanda değil her zaman yanınızda olan
dostlarınız varsa, onlara sıkıca sarılın. Yan yana gelemesek de bir telefon
uzaklığındadır belki. Kötü olduğunda duyacağın sıcak bir dost sesi kadar iyi
gelen bir şey olmaz belki o anda.
Dertler veya acılar
anlatılmak istenir, içindeki acının dışarı yansıması lazımdır. Anlatarak
rahatlanabilir. Anlaşılmak isteği dinlenen kişi tarafından onaylanma, huzur
verir.
Sen iyi olduğunda her
şey iyidir ki, kötü olduğunda işte o zaman yanında seni dinleyen kim vardır?
Bu yazıyı yazmak bu
hafta arkadaşımın yaşadığı bir olayla bağlantılı oldu.
Son bir haftadır değerli
arkadaşımın derdine ortak olmaya çalışıyorum. Ben sadece onu dinlemeye
gerektiğinde konuşmaya çalışıyorum. Çok üzülüyorum ama elimden başkası
gelemiyor ki. Ona her fırsatta yanında olduğumu hissettirerek destek çıkmaya
çalışıyorum. Ne kadar faydalı oluyorum ona, bana anlattıkça rahatlıyor mu?
Bilmiyorum. Belki geçici oluyor ama ona iyi geldiğimi hissediyorum. Biliyorum
ki, aynısı benim başıma gelse oda benimle olacaktır.
Bazen öyle durumlar
oluşuyor ki hayatta üzülüyorsunuz ve üzülmekten öteye gidemiyorsunuz. Yapabilecekleriniz
sınırlı.
İnsanın kendine yaptığı
en büyük kötülük kafasında kurduklarına inanmak. O yüzden kafada kuracağına
yanında ki dostlarınla paylaşmak en güzeli.
İyi günde herkes
yanında önemli olan kötü günde kimin yanında olduğu.
Eminim arkadaşın seni tanıdığı için şanslıdır. Çünkü farkındasın.Aslında çevremizde o kadar az bulunur oldu ki gerçekten sarılıp dostum diyeceğin sıcaklığını hissedeceğin keşke çıkarsız bir dünya olsaydı belki her şey çok daha farklı olurdu.
YanıtlaSilİnsanları anlayamıyorum. Neden bu kadar kötülük? Kısacık zamanımızda en iyi şekilde yaşanmalı.
YanıtlaSil