29 Temmuz 2014 Salı

Babam, İlk Aşkım

Bir kız çocuğu için babanın önemi çok mu çok fazla. Hayatta tanıdığı ilk erkek babası çünkü. Onun için bir örnek rol, erkekleri tanımanın ilk adımı.

Anne ne kadar kanatlarının altına alsa da baba bir güven sembolü. Sırtını dayanacağın sağlam bir duvar.

Babam benim tanıdığım ve aşık olduğum ilk erkek.

Koca kızdım ve kucağından inmezdim evlene kadar.  Hep beni sevdiğini güzel güzel bana baktığını hatırlıyorum çoğu zaman. Ben doğduğumda babam askermiş ve askerden döndüğünde tanışmış benimle. Çok severmiş beni, annem hep öyle söyler. Baba sevgisinin, sevilmenin ne demek olduğunu  babamdan çok iyi öğrendim ben. Hiç eksiklik hissettirmedi bana. Babacığım kız çocuklarını çok severdi. Allah'da ona üç kız evladı verdi. 

Bugün babamdan ayrılmanın 15. yılı. 29 Temmuz 1999 sabahı babamın evinde acı vardı. Allah aldı onu bizden. 

Ölüm ne kadar soğuk dimi? Bize hiç uğramayacak sanıyoruz ya. Yanılıyoruz işte. İstemesende gelip kendini gösterebiliyor. Bir yaradılış...

İnsanın boğazında bir yumru oluşur ya, için yanar kavrulur. Yutkunamazsın çoğu zaman. işte o yumruda, o yangında, o yutkunamakta  saklı benim babamın ölümü. 44 yaşında beyin kanserine yenik düşen dört çocuk babası bir adam.  

Hayatı boyunca hasta olmayan bir adam, nasılda kanser olur. Oluyormuş. Hastalık sinsice seni ele geçiriyormuş. 

Birileri size çıkıp desede umutlanmayın, bu hastalık kötü, en kötüsüne alışın diye. Yok öyle bir şey alışamıyorsunuz. Kabullenemiyorsunuz bir kere. Olmaz, benim başıma gelmez diyorsunuz. Oluyor işte. Kanser yaşa bakmıyor. sizden alıp götürüyor en yakınlarınızı. Babamı aldı bizden. 

Çağımızın moda hastalığı. KANSER. Nefret ettiğim bir kelime. 

Biz her bayramın birinci günü mezarlığa gider, babamı ziyaret ederiz. Bu bayramın ilk günü gitmedik. Bu sabah annem ve kardeşlerimle gideceğiz. Babamın duasını ölüm senesinde mezarının başında toplanıp okuyacağız. 

Şu an bunları yazıyorum ama kendimi çok kötü hissediyorum. Sabah onu yattığı yerde gördüğümde, içip bir nebze olsun hafifleyecek. Biliyorum. Çünkü babacığımı her ziyaret ettiğimde içimdeki özlem hafifler, ona sarılmış gibi hissederim kendimi. 

Canım babacığım seni ne çok özledim bir bilsen. 

Babamı her beynimde canlandırdığımda onu son hasta hali geliyor gözümün önüne. İnsan zihni çok enteresan bence. Hatırlamak istediği şeyleri hatırlıyor. Hasta bir insan daha masum oluyor. Babamda yattığı yatağında bizlere masumane bakıyordu. Ne şanlı bir evladım ki babamdan helalliğimi de aldım ölmeden. 

Babamla ilgili anılarımdan silemediğim bir kaç görüntüden biriside, beni gelinlikle gördüğünde gözünden süzülen yaşlar. O yaşlar bana ne çok şey ifade etmişti o zamanlar. Hala edebiliyor. 

Babamı düşünmediğim bir gün bile yok. Onu hep anar ve düşünürüm. 

Canım babacığım; nur içinde yat. Seni çok özledim.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder