19 Ağustos 2016 Cuma

Güzel Günlerimiz Olsun Artık

Ümran Dakneş

Merhabalar 

Hep iyi bir hitapla yazıya başlıyorum. Ben ve bir başkası da hep merhaba diyerek oturuyor bilgisayarının karşısına. Ama iyi olamıyorum son günlerde.

Artık iyi şeyler duyamaz oldum. 

Dün tüm gün içinde bir acı bir ateş vardı. 

Sabah Elazığ'daki patlama. Ardından Bitlis. Onun ardından enkazın altından kurtulan beş yaşındaki çocuk. Gecede evde yemek hazırlığı yaparken kızımın anlattığı trans bir kadının yakılarak öldürülmesi. Aradaki haberleri saymıyorum bile. 

Haber seyretmiyorum uzun yıllardır. En son darbe zamanında uzun uzuya televizyon seyredip artık dayanamayıp bırakmıştım. 

Sosyal medyadan genelde de Twitter'dan haberleri okumaya gündemi takip etmeye çalışıyorum. oradan takip etmekte yetiyor zaten.

Dün sabahtan beri okuduklarım tüm günümün üzüntülü geçmesine sebep oldu. benim gibi eminim bir çok kişide öyle olmuştur. 

Patlamalarda ölen benim insanlarım, suçsuz oldukları bir dünyada patlama altında kalan minik bedenlerde öyle. Seçtiği cinsiyet için hesabı sadece ona ait olan birinin öldürülmesi de benim insanım. Yakmak, yıkmak, öldürmek, cezalandırmak bize ait değil. 

Oğlumdan sık sık bahsediyorum yazılarımda, biliyorsunuz. Berke geceleri hep benimle uyumak ve benim yanımda yatmak istiyor. bende ona yatağında kendi başına yatması gerektiğini söylüyor ve uygulamaya çalışıyorum. geçen gün şöyle bir cümle kurdu. "Ben tek başıma yatamam. beni kim koruyacak?"

Dün o bomba altında kalan 5 yaşındaki Ümran'ı gördüğümde aklımda hep bu soru kaldı. 

Onu kimse koruyamadı. O ve ailesi ile birlikte bomba saldırısının ardından enkazın altında kaldı. 

Şimdi iye belki. Belki bir çok şeyin farkında değil. Ya biraz büyüdüğünde tarihte izi kaldığını öğrenmeyecek mi? 

Korku dolu gözleri, alnından akan kanlar, eline bulaşan kanı nereye sileceğini bilemeyen bir çocuk. 

Görmekten bıktığım ve usandığım görüntüler beni çok üzüyor ve yaralıyor. 

Bitsin istiyorum. Sürekli diliyorum. Sürekli dua ediyorum. 

İyi günler gelecek ve aydınlığa kavuşacağız umudumu yitirmek istemiyorum.

Ve yazımı Hz Mevlana'nın bu sözüyle noktalıyorum. 

Zalimin zulmü karanlık kuyudur. Sonra içinde boğulur.

1 yorum :