15 Mart 2021 Pazartesi
Büyü Ve Kan Kitap Yorumu
10 Mart 2021 Çarşamba
Cihan Kitap Yorumu
"Osman bardakları doldururken gökyüzünde ayna gibi parlayan aya bakarak "Öyle bir aşka düş ki Cihan sürüm sürüm sürün. Yıllardır övündüğün tuzsuz aşın dertsiz basın kalmasın."
4 Mart 2021 Perşembe
Mükemmel Plan Kitap Yorumu
Merhabalar
Okumayı çok sevsemde bazen bazı kitaplar beni içine çekmiyor ve okuyamadığım zaman kendime kızıyorum. Yine gelgitlerle olduğum bir dönemde ilk çıkan kitaplarından olan Mükemmel Plan’ı okumaya başladım. Okudum mu, ne ara bitirdim a neler olacak şimdi derken sona gelmişim.
Romanımız Ezgi’nin kendi kendi ile konuşması ile başlıyor.
Yaptığı hataya hayıflanıyor ve girdiği tuvalette sürekli konuşuyor ve
cevaplarını da veriyor.
Ezgi’nin iç sesi ile çatışması o kadar eğlenceli ki...
Hem kendi hem de değil ve İç ses de bir karakter olarak
çıkıyor karşımıza. Üstelik bir de adı var: YARGIÇ
Ben iç sesi sürekli Bey yargıç şekline kafamda betimledim ve
öyle güldüm. Ah o Yargıç nasıl fena var yaJ
Ukala, bilmiş, hazır cevap, ağzının hiç ayarı yok.
Romanın konusundan biraz bahsedersek; Ezgi cok sevdiği
arkadaşı Aslı ile bir partiye katılır ve sonrasında hiç tanımadığı bir yatakta
gözlerini açar. Yanında bir adam vardır ama Ezgi’nin olanlarla ilgili
hafızasında hiçbir şey kalmamıştır. Kaçarak evden uzaklaşır. Yaklaşık iki ay
sonra yaptığı teste çift çizgiyi gördüğünde bebeğini babasından habersiz
büyütmek ister ama hiç de planladığı gibi yapamaz.
Roman aşırı eğlenceli. Okurken ne kadar güldüğümü anlatamam.
Hele Ezgi’nin anneannesinin bir ayıp listesi var ki, okurken çatladım. Ne kadar
da benim annem dedim.
Kurgu baştan sona o kadar akıcı ve sürükleyici ki, Ezgi yine
ne yapacak, hangi yalanın arkasına saklanacak, kendini ne kadar saklayacak?
Beni bazen delirtmedi değil. Sinir oldum. Hadi Konuş, hadi
anlat. Tamam şimdi söyleyecek desem de. İnatçı kız, yapmadı ya
Allahtan Emir hakikatli çocuk çıktı da her bir şeyle
ilgilendi.
Çenem düşmüş. Kasacısı bana o kadar keyif veren ve tatlı bir
roman oldu ki, hemen okudum bitti. En iyi zamanda karşıma çıkmış ve keyifli bir
sürede okuyarak bitirmiş olmanın keyfini yaşıyorum.
Tavsiyemdir. Çok keyif alacağınız bir roman okunmak için sizi bekliyor.
24 Aralık 2020 Perşembe
Eski Türk Dizileri Mim'i
Merhabalar
Bu yılın son yazısını yazıyorum sanırım. Bu yıl yaşadıklarımız beni ve bir çok kişiyi ruhsal açıdan bayağı çökertti ve şu an bile öyleyim.
İşe gel eve git, evden çık işe gel, market alışverişi ve kısıtlamalar...
Anneme sarılmayı özledim:(
2021'den hepimizin ilk isteği SAĞLIK
Sonrasını Mevla'm bize ne yazdıysa hayırlısı ile versin.
Konumuz bu değil ama böyle bir başlangıç yapmak geldi içimden.
geçen akşam yine işten eve dönerken kulaklıklarım kulağımda müzik dinleyip instagramda dolaşırken Kıvanç Tatlıtuğ'un Kelebeğin Rüyası filminden bir diyaloğu okuyunca Kıvanç'ın oyunculuğunu çok beğendiğimden hemen aklıma onun dizisi Kuzey Ve Güney geldi. Ben diziye geç başlamıştım ama en sevdiğim dizilerden bir tanesi olmuştu.
Çok dizi takip eden, çok seven biri değilim ama şu anki yaşıma kadar en beğendiğim türk dizilerini düşününce aklıma böyle bir yazı yazmak geldi ve mim oluşturmak istedim. Daha önce böyle bir Mim var mıdır bilmiyorum? Varsa da yazıları okumak isterim.
İşte benim aklımda kalan Türk Dizilerim
Asmalı Konak
27 Ekim 2020 Salı
Yepyeni Ford Puma: Şehirli Bir SUV!
Ford’un yeni SUV otomobili Yepyeni Ford Puma; modern, şık ve cesur görümüyle dikkat çeken bir tasarımla karşımızda. Alışılan SUV tipi araç görünümü aksine fazlasıyla modern, zarif ve şık görüntüsüyle şehir trafiğinde dikkatleri üzerine çekiyor. Metropolde alışık olmadığımız kadar şık bir SUV tasarımı ile şov yapan Yepyeni Puma, asfalt zemin dışında da yüksek performansıyla şaşırtıyor.
7 ileri otomatik vitese sahip Yepyeni Puma, Ecoboost Hybrid motor teknolojisi ile çevreci ve yenilikçi bir duruş sergiliyor. Bu teknoloji gerektiğinde benzinli motorun elektrikli bir motor ile desteklenerek yakıt tasarrufuna ve uzun mesafeleri düşük emisyonla kat etmenize imkân sağlıyor. Yüksek performansına rağmen klasik motorlara göre CO2 emisyonu ciddi ölçüde düşük.
Sınıfının En Büyük Bagaj Hacmi
Zarif görünümünün aksine, sınıfının en büyük yıkanabilir bagaj hacmine sahip. 80 litrelik su geçirmez ve tahliye tapası olan ekstra bir Megabox’ı sayesinde ek depolama alanı yaratarak, özellikle sporseverler için kolaylıkla muhafaza edilebilir bir alan oluşturuyor.
Ayrıca sadece sizin değil evcil hayvanınızın da konforu düşünülmüş ve Hayvan Dostu olarak tasarlanmış.
Güvenlik ve Park
Teknolojik yeniliklerle donatılmış Yepyeni Puma’nın Adaptif Hız Kontrol Sistemi ayarladığınız takip mesafesine paralel olarak trafiğin akış hızına göre hızınızı ayarlayarak takip mesafesini koruyor. Olası tehlike durumlarına karşı Acil Durum Manevra Destek Sistemi,Adaptif Hız Kontrol Sistemi, Şerit Takip Sistemi ve Hizalama Asistanı gibi pek çok teknolojiyi destekleyen Ford Co-Pilot360 özelliği mevcut. Geri Görüş Kamerası, Gelişmiş Otomatik Park Sistemi, Çapraz Trafik Uyarı Sistemi ile şehrin yoğun ve dar alanlarında bile park etmeyi fazlasıyla kolaylaştırıyor.
Kişiye Özel Sürüş Modu
Normal, Eco, Spor, Kaygan Zemin ve Arazi olarak 5 farklı sürüş modu var. 12.3” Dijital Gösterge Panelinde seçtiğiniz her mod için farklı bir tema rengi mevcut.
Ayrıca seçilebilir sürüş modları sayesinde gaz tepkisi, direksiyon hassasiyeti ve vites değiştirme ile ilgili tüm alışkanlıklarınıza uygun bir sürüş modu da belirleyebilirsiniz. Yepyeni Puma, sizin stilinize göre bir yol bularak size özel ve ayrıcalıklı hissettiriyor.
İsterseniz müziğin ritmi, isterseniz mesaj içeriği!
Kalitenin karşılığı B&O Ses Sistemi teknolojisi ile 575 watt’lık ses sistemine sahip. Dijital hayattan ve telefondan kopmak istemeyenler de fazlasıyla düşünülmüş. Ford SYNC teknolojisi sayesinde telefondan kopmadan isterseniz sesli komutlarla müziğinizi kontrol etmenin tadını çıkarın, isterseniz de metin mesajlarınızı Yepyeni Puma size sesli olarak okusun. Ford SYNC teknolojisi sayesinde telefondan kopmadan konforlu ve güvenli yolculukların keyfini sürün.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Küçük Bir Mola; Bozcaada
Merhabalar
Bugünkü yazım belki biraz olumsuz olabilir ama olumsuz durumlar hayatımızın
her evresinde maalesef ki var.
Uzun zamandır gidip görmek istediğim bir yer olan Bozcaada'ya geçtiğimiz hafta üç günlük bir gezi planladık. Cuma sabahı erkenden yola çıktık ve gezimiz başlamış oldu.
İlk önce İstanbul'dan Bozcada'ya nasıl gidilir. Biraz bahsedeyim.
Tekirdağ, Keşan üzerinden Çanakkale'ye geçip Gestaş feribotları ile boğazı geçmeniz gerekiyor. Ardından Geyikli'ye varıp yine Gestaş'a ait feribotla adaya geçiyorsunuz.
Geyikli'den almış olduğunuz feribot ücreti gidiş dönüş olarak satılıyor ve dönüşte tekrar ödeme yapmak zorunda kalmıyorsunuz.
Biz sezon bittiği için önceden bilet almadık ama sezonda oldukça yoğun olduğunu göz önünde bulundurursak online bilet almakta fayda var.
Cuma 14.30 gibi adaya varmış olduk. Kalacağımız otel feribota yakın olan Lara Butik Otel'di. Adadaki hemen hemen her otel küçük evlerin butik otele dönüşmesi ile oluşmuş. Bizde feribota en yakın otelli yorumlarına bakarak seçtik. Kaldığımız otelden ve otel işletmecisi Evrim Hanım ve yardımcısından son derece memnun kaldık. Evrim Hanım bizi karşıladıktan sonra türk kahvesi ve kek ikram etti. Odamızı teslim aldıktan sonra çok açıkmış olduğumuz için yemek yiyebileceğimiz bir yerler aramaya çıktık.Biraz ön araştırma yapıp gittiğim adada en iyi ev yemekleri yiyebileceğimiz yerin Hafızın Yeri olduğunu okuyunca direk oraya gittik.
Bir güzel doyduktan sonra ada sokaklarını turlamaya başladık.
Eşimle girmediğimiz dolaşmadığımız sokak kalmadı. Tüm o daracık sokakları dolaştık durdur.
Adanın toplam gezilebilecek alanı 48 kilometreymiş. Ne kadar yukarı çıkarsanız çıkın mutlaka denizi her yerden görebiliyorsunuz. Birbiri ile benzer evler sokaklar hep uyumlu. Rum tarafı daha renkli diyebilirim.
Hemen hemen her sokakta oteller mevcut. Dar kapı önlerinde irili ufaklı birçok
cafe gibi yerler var.
Büfeden aldığım bir şişe soda 3 TL. Su 2 TL. Hiç köpüğü olmayan bir türk kahvesi 15 TL.
Tatile çıktığımda para hesabı yapmayan gittiği yerden keyif alan yeme içmeyi seven biri ben bile bu aşırı pahalılığa çok kızdım.
Affedersiniz insanı enayi yerine koyduklarını düşünüyorum. Nasıl olsa yiyecek içecek gözü ile bakıldığı için fiyatlar aşırı kalabalık.
Temmuz ayında Safranbolu'da üç gün kaldım ve üç top dondurmayı 5 TL'ye satan esnafını da gördüm. O da kazanıyor, Bozcaada'dakiler de...
Eşimin şahit olduğu bir diyaloğu da burada paylaşmak istiyorum.
Markette iki kadın müşterinin arkasında bekliyor.
Kadınlar sürekli Beyefendiye bir şey soruyor ve artık çok süre geçtiğini
anlayınca kasadaki beyefendiye;
"Müşteri bekliyor."
Diyorlar
Beyefendide de diyor ki
"Müşteri nedir ki, beklesin"
Nasıl bir düşünce ve nasıl bir yaklaşım? Ben bazen hiç anlam veremiyorum.
Özet olarak, kaldığımız oteli, yemek yediğimiz lokantayı ve içmiş olduğum en güzel kahve olan Madamın yeri dışında Ada bana güzel resimlerin çizili olduğu ada sokaklarını, aşırı pahalı ve yüzü gülmeyen esnafın anılarını bıraktı.
Eşimle kafa dinlemeye ve iş yaşamının stresten uzak kalmaya çok ihtiyacımız olduğu içim biz birbirimizle oldukça iyi vakit geçirdik.Olumsuz eleştiride bulunmaktan kaçınırım ama Hissettiklerimi paylaşmadan da edemedim.
Adada denize girmedim, bir meyhanede veya canlı müzikte bulunmadım. Onlar için bir şey diyemem ama seveni olduğu gibi sevmeyeni de oldukça fazla olduğu Ada yorumlarını internette fazlası ile bulabilirsiniz.
Sağlıkla ve sevgiyle kalın