25 Kasım 2016 Cuma

Mürebbiye Kitap Yorumu


Merhabalar 

Yine Stefan Zweig kitabı ile geldim. 

Yazarın okuduğum ilk kitabı Satranç olmuştu. Onu çek beğendikten sonra diğer kitaplarını da sirayla okumaya başladım. 

Şu ana kadar beğenmediğim hiç bir kitabı yok. Hepsi ayrı bir güzel. 

Yahudi kökenli yazar hakkında araştırma yaptığımda karısı ile birlikte intihar etmesine çok üzülmüştüm. 1. Dünya Savaşı, Naziler, yaşanan onca kötü olay yazarı çok etkilemiş ve intiharın eşiğine kadar getirmiş.

İç dünyamızdaki düşünceleri ustalıkla dile döken bir yazar daha çok eser yazabilecekken intihar etmesi yine bence tarihimizin bir ayıbı. 
Yaşanan onca savaş ve insan katliamı bir çok şeyi yok ettiği gibi bir yazarı da kendi elleri ile ölüme sürüklemeyi başartmış. 

Şu zamana kadar okuduğum kitaplar hep kısa hikayelerden oluşmakta. Mürebbiye biraz farklı. 

Mürebbiye'nin içinde dört farklı hikaye var.


  • Mürebbiye
  • Yaz Novellası
  • Geç Ödenen Borç 
  • Kadın ve Yeryüzü

İlk hikaye kitap adıyla aynı. 

Mürebbiyelerinin konuşmalarını gizlice dinleyen iki kız kardeş, yetişkinlerin dünyasının ne kadar acımasız ve sorgulayıcı olduğunu öğrenir. 

İkinci hikaye orta yaşlı bir beyefendinin, sırf deneyip ne olduğunu görmek için  gencecik bir kıza yazdığı gizli aşk mektupları ile ilgili. Bence çok bencilce bir davranış. 

"Birbirlerine sıkıca sarılmış ağlıyorlar, yüzleri önce usulca, sonra dizginsiz dökülen sıcak gözyaşlarıyla yıkanıyor, göğüsleri birbirlerinin hıçkırıklarıyla da sarsılıyor. Çocuklar karanlığın içinde tek bir acı, ağlayan tek bir beden olmuşlar. Artık mürebbiye veya o an kaybedilmiş olarak gördükleri anne babaları için ağlamıyorlar; onları sarsan derin bir dehşet, bugün ilk kez attıkları o bilinmeyen dünyadan çıkıp gelebilecek olan herhangi bir şey."

Bir sonraki hikaye Geç Ödenen Borç. Bu da beğendiğim bir diğer hikaye.

İki genç kız şehirlerinde yaşayan bir tiyatro oyuncusunun oyunlarını seyrederken duydukları hayranlık ve sonrası tutkudan bahsediyor. Kızlardan biri yıllar sonra çıktığı kısa bir tatilde yaşadığı tesadüfü arkadaşına anlatırken, yıllar önce içinde sakladığı duyguları açığa çıkarıyor.

Kadın Ve Yeryüzü ise varlık, yaşam ve duyguların bir harmanlaması gibi. 

"Artık bundan benim payıma düşenle yeryüzüne düşen arasında bir ayrım kalmamıştı; dış dünya ile aramdaki ince duyumsama zarı yırtılmış, her şey tek bir düş kırıklığı yumağı halinde birbirine karışmıştı."

Mürebbiye, yazarın diğer kitapları gibi beni pek çok içine çekmedi.  Ama Zweig farkını her kitabında veriyor. 

Onca uzun cümlelerde ve ifadelerinde hiç bozukluk yaşamadan, yorulmadan okuyabiliyorsunuz. 

Bir şey daha fark ettim ki yazarı bence okunması gereken tüm kitapları kafanız biraz rahat ve sessiz bir ortamda okunmalı. 

O zaman gerçekten keyif alıyor, anlatılmak istenileni gerçekten hissedebiliyorsunuz. 

Başka bir kitap yorumunda görüşmek üzere.

Sevgiler  


2 yorum :

  1. Yazar ve karisinin intiharlarina cok sasirdim.. Kitabi okuma listeme aldim

    YanıtlaSil
  2. Benim de okuduğum ilk kitabı Satranç olmuştu:) Ve çok sevmiştim. Diğer kitaplarını da en kısa zaman da okumak istiyorum :)

    YanıtlaSil