9 Şubat 2014 Pazar

Eyüp Sultan Cami Ziyaretimiz

Bir kaç günlük senelik iznimi, sömestr tatilinde çocuklarımla evde olur beraber güzel vakit geçiririz düşüncesiyle kullanmamıştın. İyide yapmışım. Çocuklarımla vakit geçirmek onların yüzündeki mutluluk hiç bir şeyde yok. 

Bir kaç günümüzü alışveriş merkezlerinde dolaşarak alış veriş yaparak, bir şeyler yiyerek geçirdik.

Farklı bir yere gitmek geçiyordu içimden. 

Cuma sabahı evde öyle keyifsiz ve miskin otururken bugünde ne yapalım nereye gidelim düşüncesiyle aklıma geldi birden Eyüp Sultan Camisini ziyaret etmek. Her zaman huzur bulduğum bir yere gitmek o gün için heyecanlandırmıştı beni. Ne zaman oraya ziyarete gitsem içimde tarif edemediğim bir huzur kaplar ve orada ne dua edersem edeyim Allah'ımdan ne istediysem de olur. Kendimi daha bir yakın hissederim Allah'ıma karşı. Maneviyata doyduğum yerdir Eyüp Sultan. 

Her yerden ve her kesimden insanın ziyaretine geldiği bir yerdir Eyüp Sultan. Mimarisi, geçmişi, tarihi, mezarlıkları ve türbeleri, altın boynuzun kalbinde oluşu. Bambaşkadır. Mis gibidir. Huzur vericidir. 

Yeni evlenenlerin, sünnet olacak çocukların, duası kabul olmak için adak adanılan, dualarının kabulünde şeker ve lokum dağıtılan, her namaz vaktinde namaz kılmak için boş yer aranan camilerin arasında en makbul olanıdır.

Ben arasıra giderim Eyüp Sultan'a ziyarete. 

Öğlen ezanı okunmadan varmıştık. Caminin etrafında dolaştık, Cuma namazı için yapılan hazırlıklara baktık, kuşları besledik. Özellikle oğlumun kuşlara mama vericem ben anne demesine karşılık o minik elleri ile nasılda kuşlara yem atışını izledik durduk. Çarşıda dolaşıp organik sabunlardan buzdolabı süslerinden aldık. Oğlum Berke'nin çarşıda oyuncak tezgahında beğendiği, Şimşek Mekkuin arabasını aldık ve gezindik durduk caminin etrafında.

Öğle ezanının okunmasıyla daha çok doldu caminin avlusu . Bu ne kalabalık böyle dedirtiyordu görüntü. Sanki orada okunan ezan bir farklı geldi kulağıma. Bir acıklı okuyordu hoca ezanı. Okunması gerektiği gibi. Dükkanların çoğu kapanmaya başladı. Oranın halkı dışında o kadar çok insan toplanmıştı ki etrafa. Herkes bir kösede durmuş veya oturmuş elinde kuran cüzleri ile kuran okuyor, dua ediyordu. Bizde dua ettik cuma saati herkes gibi bizimde duamızın kabul olmasını istedik. Duamız kabul olur da kızım üniversiteyi kazanırsa bizde tekrar Eyüp Sultan'a gidip lokum dağıtacağız dedik aramızda.

O gün tek üzüntümüz Eyüp Sultan Türbesini ziyaret edememiş olmamızdı. Türbe tadilatta olduğundan ziyarete kapalıydı. Olsun biz yine giderdik. 

Eee buralara kadar gelip de Pierr Loti'ye çıkmak olmazdı. Hava çok güzeldi o gün şansımıza, hafif sisli ama güneşli. 

Teleferiğe atladığımız gibi hop tepeye varmıştık. Muhteşem bir hava, muhteşem bir manzara, mis gibi ağaç kokularının arasında demlenmiş mis gibi bir çay ve yanında hoş bir sohbet. 

Hafta içi ve öğlen saati olmasına karşılık kalabalıktı tarihi kahve mekanı. 

Havayı ve ağaçları koklaya koklaya içtim çayımı. Manzaranın  tadına vardım. Hiç kalkmak gelmedi içimden. O dinginlikte kalabilirdim öylece sessiz ve suskun. 

Helede akşam seyretmek gerekir altın boynuzu. Gün batımına bakmak lazım Pierr Loti Tepesinden. 

Eve döndüğümde içimdeki huzur tarifsizdi. Tüm sıkıntımı alıp götürmüştü Eyüp Sultan Cami.











Bu fotoğraflarda benim objektifimden:))))













Hiç yorum yok :

Yorum Gönder