2 Mart 2015 Pazartesi

Modern Klasikler& Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu




Uzun zamandır okuduğum kitaplarla ilgili yazı yazmıyordum ama bu klasikten bahsetmeden edemeyeceğim. Bu sıralar klasik romanlara sardım. İyide yapmışım. Çok da büyük bir keyifle okuyorum. 

Şu an on tane modern klasiklerden oluşmuş bir serim var. Stefan Zweg'in Satranç kitabı ile başladım ve ardından Otomatik Portakal ile devam ettim. Elimde Sarah Joe'nun Agapi kitabı henüz bitmemişken, araya Bilinmeyen Bir Kadının Mektubunu sıkıştırı verdim hemen.

Aslında kitaptan çok fazla şey bahsetmek istemiyorum. Sadece bir kaç konuya değinmek istiyorum o kadar. 

Bir çırpıda okuyacağınız bir klasik. Daha ilk sayfasında başlıyorsunuz neler olacağını merak etmeye. 

Bilinmeyen bu kadın kim, ne anlatacak, ne oluyor, nerede son bulacak... Kafamın içindeki sorular ardı ardına sıralanıyordu. 

Okudukça anlatılanlar güzümün önünde oluşuyordu. Karı hissettim, bir çocuğun aşkına şahit oldum, bir annenin acısını paylaştım, bir kadın için aşkın ne demek olduğunu öğrendim. 

Karşılıksız aşk ne demekmiş, ben bu kitabı okuduğumda anladım. 

Stefan Zweg kadın ruhunu ve aşkı o kadar güzel anlatmış ki, yazdıklarını size yaşatabiliyor. Bir kadının iç dünyasında neler oluyor, görebiliyorsunuz.

Çok, çok etkiliyici bir hikaye. 

Gerçek sevgi nedir? Sorusunu sorgulayacağınız bir kitap. 
  
Kitabı bitirdiğinizde neden klasik olduğunu çok daha iyi anlıyorsunuz. Okumanızı şiddetle tavsiye ederim, mutlaka okuyun derim. 

Benim için özel kitaplar vardır. Bazı durumlarda yeniden okumak için bi kenara ayırabileceğim. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'da onlardan biri.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder